Bir keresinde Brecht şöyle demişti: “Yaratıcı yazarın sözcüğü, ancak gerçek olduğu ölçüde kutsaldır; tiyatro, piyes yazarının değil, toplumun hizmetçisidir.”
Kısaca, Hamlet’in sözleri ile anlatmak istersek, şöyle diyeceğiz: İster halkın estetik duygusunu harekete geçirsin, ister kralın vicdanına el atsın, aslolan, önemli olan piyestir.
İngiliz Granville-Barker, “Bir sahneye koyucu, aktöre karşı sanki bir seyirciymiş gibi -ama ideal anlamda eleştirici bir seyirciymiş gibi- davranmalıdır” demekle, bence, doğru yolu bulmuştur.
Çünkü her piyesin sahnelenmesinde belli bir ölçüde sembolizm karışır işin içine. Söz gelişi, gün ışıklı sahneler mutluluğa, ay ışıklı sahneler hayal dolu sevişmelere uygun düşer.