Polislerin ne içtiği hep ilgimi çekmiştir. Onlar hakkında ipucu verir. Mesela sek içki içmeleri, onların pek çok insanın asla görmediği pek çok şeyi defalarca yaşadıklarını gösterir.
Ölüm, gazeteci Jack McEvoy'un işidir; başkalarının acısını kullanarak yazdığı yazılar ona ün ve para kazandırmıştır. Ancak bu kez, kendisini çok üzen bir öykü ve çözmek için umutsuzca çırpındığı bir bilmeceyle karşı karşıyadır. Seri cinayetler işleyen acımasız bir katil, her biri kafasını çözemediği bir cinayete takmış olan cinayet masası dedektiflerini öldürmektedir. Katilin kartviziti, Edgar Allan Poe'nun şiirlerinden dizelerdir; son kurbanı ise McEvoy'un kardeşidir-ikizi-hatta belki de kendisi...
Arkadaşlar bende sizler gibi düşünüyorum bir tek konu haricinde.. Evet konusu,kurgusu,anlatım özellikleriyle gerçekten övgüyü hak eden bir kitap çıkmış ortaya..Kitap okuma rekorumu 2 gün olarak yenilemesi zaten bunu göstermekte.. Ama.. Ama kitabın sonuna geldiğimde içimde bir hayal kırıklığı oldu..Kitap sonlara doğru katil gibi göstermeye çalıştığı kadının neden bu cinayetleri işlediğini gerçekçi bir dille anlatmış ve gerçekten yazarın kurgusuna bayılmıştım,gerçek katilin kadın olmayıpta tamamiyle sürpriz birinin çıkması beni hem şaşırttı hemde merakımı bir kat daha arttırdı,hızla devamını okumak istedim,yani katilin bu cinayetleri neden işeyebileceği gerçeğini..Ama ne yazıkki bu kitapta yoktu,gerçek katilin ortaya çıkması adaletin yerini bulmasıyla kitap bir anda sonlandırılıverdi..Acaba diyorum,yazar baştan beri katil olabilecekleri sırayla tanıtıp onları,neden cinayet işleyebileceklerini o kadar güzel açıkladı,o kadar mantıklı nedenler bulduki;kitabın sonuna geldiğinde yazarın aklına mantıklı ve gerçekçi bir cinayet işleme nedeni gelmedi,yani kalmadı:)))
Keder ve kayıp duygularını ayrıntılarla açığa çıkarmak için çok uğraşmıştm. Öyle ki, küçük bir gazete haberine bile anlam kazandirabilirdim. Şimdi kendim bu hikayenin ayrıntılarından biriydim.