Fethi Naci'nin tespitine göre Sait Faik'in toplam 147 hikayesinden 111'i İstanbul hikayesidir. 27'si Sakarya (ve çevresi) hikayesidir. Geriye kalan 9 hikayesi de Bursa ve Fransa'nın çevre olarak seçildiği hikayelerdir. İstanbul hikayelerinin 63'ü kentte, 48'i Burgazada adasında geçmektedir
Sait Faik, anlattığı insanların acıları ile sevinçlerini iç içe verir. Anlatımında sıcak ve şiirsel bir hava vardır... Sait Faik'in asıl anlatmak istediği hep gerçekler olmuştur. Yaşanılan gerçekler... o kadar realisttir ki bu özelliği, çoğu zaman başına iş açmış, kendisini takibata uğratmıştır
Sait Faik'in dünyası, bu dünya ile sınırlıdır, onun hikayelerinde 'öte dünya' imajına hemen hemen hiç rastlanmaz. Sait Faik'in eserlerinde ideolojik saplantılar bulunmadığı gibi, mistik, dini figürler, motifler de hemen hemen yoktur
Sait Faik sanatçının durması gerektiği noktayı çok iyi bimektedir. Sanatçının sorumluluğu, misyonu aslında yolunda gitmeyen şeyleri düzeltmek değildir. Sanatçı, estetik kaygı göz ardı etmeden sadece kurmaca yoluyla toplumsal ve bireysel durumları edebi alana aktarmakla yetinen kişidir
"Atatürk'ten sonra benim üye olmam, ne büyük bir şereftir. Bir milletin yetiştirdiği en büyük çocuğu ile o milletin kendi halinde bir küçük hikâyecisinin Amerika'da bir cemiyette buluşmaları küçük hikâyeci için ne bulunmaz şerefli bir fırsattır