...
" Bugün mutluluğun modası geçtiyse, bana ne? Belki aptalım ben, ama ötekiler de züppece karamsarlıklarıyla benden daha az budala sayılmazlar. Onların budalalığını kabullenmek için kendi budalalığımdan niye vazgeçeyim? "
Güzelliği, her güzellik gibi, çevresine, erişilmez nitelikteymiş duygusu veriyordu. Şeylerin ötesini görmekten acizdi. Derinliğine giremiyordu. Önündeki şeyin ancak kendisini görebiliyordu
sorularımın ve sözlerimin gizli tonuna tepki olarak, (ki onların salt sorgu niteliği taşıdığını tahmin edemezdi) öylesine doğal bir dişi gibi davrandı ki, kinim birden yeni bir renge büründü
bedensel yaşamın tekdüzeliği üzerindeki üstünlüğünü doğrulamak için neler bulur
neler! Bedenini ne kadar da aşağılıyor, oysa o beden, (öbürünün bedeni gibi), iki bedenin birleşmesinden bin kat daha şehvetli hayâller kurması için kendisine iyi bir bahane oluşturuyor! Ya da bunun tersi: bedeni, bir sarkacın gelgitleri gibi hareketleriyle başbaşa bırakarak, onu ustaca aşağılıyor; kendisi ise, daha şimdiden, bedenin kaprislerinden bıkmış düşünceleriyle ondan uzaklaşıyor