o masayı gördüm
edip cansever’e
o masayı gördüm
kim bilir kimin yalnızlığıydı
serilmişti üstüne
babasız büyümüş çocukların lekeleriyle
küflü bir bodrumda
konuşuyordu kendi kendine
o masayı gördüm
ağlıyor mu neydi eski günlere
asmıştı yorgunluğunu
titreyerek uyuklayan
sandalyesine
o masayı gördüm
kanlı kanlı öksürüyordu ses verin
derken sesime
nerede diye aranırdım buldum kendimi
kısa bacağının altında
bir yerlerde...
Sayfa 8 - Mühür Yayınları