Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Salyangoz Suriye Zindanları / Bir Casusun Günlüğü

Mustafa Halife

Salyangoz Suriye Zindanları / Bir Casusun Günlüğü Sözleri ve Alıntıları

Salyangoz Suriye Zindanları / Bir Casusun Günlüğü sözleri ve alıntılarını, Salyangoz Suriye Zindanları / Bir Casusun Günlüğü kitap alıntılarını, Salyangoz Suriye Zindanları / Bir Casusun Günlüğü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ona ayırdığım parçalar öldü...
Ben insanın sadece bir kez ölmediğini söyleyenlere katılıyorum. Ne zaman bir yakınımız dostumuz ya da tanıdığımız ölse onunla birlikte içimizde ona ayırdığımız parçamız da ölür. Günler geçtikçe ölümler devam eder ve bizim içimizden eksilen parçalarda çoğalır...Böylece ölümün kapladığı alan büyür...
Reklam
Kahrolsun İsrail
Fedailerden biri ayağa kalktı ve: “Allah’tan başka güç ve kuvvet yoktur. Hepimiz Allah’ınız ve hepimiz O’na döneceğiz. Allah onlara rahmet eylesin. Onlar bizi geçti. Biz de peşinden gideceğiz. Allah’ım onlara geniş, ferah cennetlerini nasip et. Rabbim, bu kişiler senin adını yüceltme yolundaydı. Bu yüzden onlara merhamet et. Sen çok merhametli, çok affedicisin.” dedi.
Sayfa 65
Dışarıya akan gözyaşlarımı sildim. Artık içime akıyorlardı...
Ömrümü ve gençliğimi çalan birine asla teşekkür etmeyeceğim... Hayatımın en güzel yıllarını yok eden birine asla teşekkür etmeyeceğim..."
Seneler geçiyor…Her yıl bir öncekinin sırtına çöküyor.
Reklam
her birkaç günde bir, bir ya da birkaç mahkûm koğuşa yemek taşınması sırasında can veriyor.
bir yerde afrikalı kabilelerin beyaz adamı ilk gördüğü zaman ona dehşetle bakıp; "bu adam neden derisini yüzmüş" dediklerini okumuştum. önümde duran jandarmaların da yüzleri soyulmuş gibi. bu yüzleri hangi güç soymuş olabilir? nasıl soydu? ve niçin? nerede? bilmiyorum. ama gördüğüm yüzler başka insanların yüzlerine benzemiyordu. arkadaşlarımızın ve ailelerimizin yüzlerine benzemiyordu. insanlık dışı. görülmüş şey değil. ama gerçek. kesinlikle gerçek.
sol ayağım uyuşuyor. artık dayanamıyorum. bir cesaret... ve ayağımı değiştiriyorum. hiçbir şey olmuyor. kimse fark etmiyor. zafer kazanmış gibi hissediyorum. gelecekte geçireceğim uzun hapishane yıllarının sonunda öğreneceğim ki bu, mahkûmlarla gardiyanlar arasındaki ebedi mücadelenin bir parçası. mahkûmların tüm zaferleri ancak bu ayarda olabiliyor.
Reklam
işkence sesleri arasında iki yapayalnız gün... haykırışlar çekilen acıları ifade ediyor. erkekler, kadınlar ve hatta çocuklar! tüm bu sesleri duymamaya çalışıyorum. bir yandan da böyle yaptığım için kendime kızıyorum... çünkü bilmezden gelmek demek ahmaklığa ve kalbin taş kesmesine müsaade etmek demek.
Sayfa 208Kitabı okudu
hapishanede en çok bulunan şey vakitti. bu vakit mahkûmun iki şeyi; geçmişi ve geleceği bol bol düşünmesine fırsat sağlıyordu. belki de bunun sebebi mahkûmun içinde bulunduğu andan kurtulma ve onu tamamen unutma çabasıydı. bu iki konuyu düşünmek insanı ya ağır başlı bir bilgeye ya diğer insanlarla sadece zaruri şartlarda ilgilenen bir megalomana ya da deliye döndürürdü.
Sayfa 217Kitabı okudu
..bana "efendim" demeyi öğrettiler. bu kelime burada nezaket ifadesi olarak kullanılmıyor. aksine itaati ve kulluğu ifade etmek için kullanılıyordu.
89 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.