O sıralarda Tepebaşı’nda Gül Apartmanında oturuyordum. Nazım Hikmet ve Fikret Mualla da sık sık bu eve gelirlerdi. Ben Nazım Hikmet’e âşıktım, Fikret Mualla da beni seviyordu. Nazım için ‘Mezardan Gelen Mektup’ isimli öyküyü yazdığımda bunun desenlerini de Mualla çizmişti.
Keten tayyörlerim ve şapkamla Fikret Mualla ile Tünel’e geldik. O ayrıldı. Ben birinciye geçtim. İkinci mevkiden doğru Nazım geliyor. Beni görmüş,takip etmiş.Beraber çıktık, iskele sandallarının yanma gittik. Midesini yıkamışlar, aldığı kinin bayatmış.