Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Avrupa Sanat Müzeleri ve Ziyaretçi Kitlesi

Sanat Sevdası

Pierre Bourdieu

En Eski Sanat Sevdası Gönderileri

En Eski Sanat Sevdası kitaplarını, en eski Sanat Sevdası sözleri ve alıntılarını, en eski Sanat Sevdası yazarlarını, en eski Sanat Sevdası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sanat Sevdası
Zamanı geldiği için Sanatın Krallığı'nın dünyaya hükmettiği şimdiden görülebiliyor: "Devletlerin dikkatini ısrarla ve ciddiyetle bu noktaya çekmek, artık manevi bir açlığın pençesinde kıvranan. yeni bir yeryüzü nimeti arzulayan çağdaş toplumların bu yeni ve zorunlu ihtiyaçlarına cevap vermeleri açısından şarttır." Bu selamet inancı doğaldır ki ahiretten haberlerle taçlanıyor.
Sayfa 16 - Metis
Müzelerin kapılarını kalabalıkların çalması iyi bir şey olsa da, kapıdan giren ziyaretçinin sanat eserleriyle derinlikli bir karşılaşma yaşaması için şu biricik öğeyi bulması gerekir: sessizliği.
Reklam
Turizm olanakları kuramsal bir önerme olarak eşitliği öne sürülse bile, farklı toplumsal kategorilerin kültür turizmine yönelimi eşitsiz kalmaya devam edecektir.
Müze ziyaretinin mutlaka belli bir doğrultuda gerçekleşmesini istemek gereksiz bana kalırsa. Ben şahsen özgür olmayı, esinlenirken ve seçim yaparken tek başıma olmayı seviyorum. Çok ileri gitmek istemiyorum, fakat müze ziyaretini yolculuğa benzetebilirim - ama Montaigne tarzı bir yolculuğa: Kendini havaya ve rüzgara bırakarak, sapalara girerek, o anın tadını çıkararak, acelesi, kılavuzsuz, geçmişi hayal ederek..
Düzenli biçimde müze gezmek biraz da eşdeğer sıklıkta tiyatroya gitmeyi, aynı düzeyde olmasa da konsere gitmeyi gerektirir. Buna benzer biçimde, bilgi ve beğenilerin(eğitim düzeyine sıkı sıkıya bağlı) takımyıldızlar halinde yan yana şekillendiğinin belirtilerini görüyoruz; resim alanındaki bilgi ve tercihlerin örnek yapısı ile müzik alanındaki, hatta caz ve sinema alanlarındaki aynı türden bilgi ve belgelerin yapısı arasında bir bağ olması olasılığı gayet yüksektir.
Müzelerin kapılarını kalabalıkların çalması iyi bir şey olsa da, kapıdan giren ziyaretçinin sanat eserleriyle derinlikli bir karşılaşma yaşaması için şu biricik öğeyi bulması gerekir: sessizliği.
Reklam
SERPENTIN: "Düşüncemi size yoğunlaştırdığımda eş değerli fikirler ve uygun sözcüklerle karşılaşıyor zihninizde. Sözlerin, duyuyormuşçasına algıladığınız sözlerin kalıbına giriyor, sizin dilinize, alışık olduğunuz cümlelere bürünüyor. Beraberinizdeki kişiler de çok büyük olasılıkla size söylediklerimi duyuyorlar, tabii kendi söz dağarcıkları ve anlamlarıyla anlıyorlar." BARNSTAPLE: "İşte bu yüzden de zaman zaman, örneğin ( ... ) bizim zihinlerimizin hayal bile edemediği fikirlere yükseldiğinizde, hiçbir şey anlamıyoruz."
...kişi müze ziyaretinde bulunmadıkça bu eksiğin farkında olmayacaktır. Müzeye gitme niyeti ancak ortaya çıktıktan sonra gerçekleştirilebileceğine göre, buradan da ancak gerçekleştirildiği takdirde var olabileceği sonucu çıkarılabilir; az rastlanır olan şey sanat nesneleri değil onlardan yararlanma eğilimidir, çünkü "temel ihtiyaçlardan" farklı olarak bu "kültürel ihtiyacı" eğitim yaratır. Buradan da şu sonuç çıkar: Kültür eserleri karşısındaki eşitsizlik, "kültür ihtiyacını" yaratan ve aynı zamanda bu ihtiyacı gidermek için gerekeni veren okulla ilgili eşitsizliklerin büründüğü çehrelerden biridir.
Okul, kültürün aktarılması görevini aileye bıraktıkça, verimliliği önceden edinilmiş ve eşitsiz biçimde paylaştırılmış bir yetkinliğe bağlı olan okul eğitimi de etkilediği kişilerin başat eşitsizliklerini benimseyecek ve meşrulaştıracaktır.
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.