Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sanat Ve Edebiyat Üstüne

Nazım Hikmet Ran

Sanat Ve Edebiyat Üstüne Sözleri ve Alıntıları

Sanat Ve Edebiyat Üstüne sözleri ve alıntılarını, Sanat Ve Edebiyat Üstüne kitap alıntılarını, Sanat Ve Edebiyat Üstüne en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gogol'un dehası bundadır. O, hem ulusaldır, hem tüm insanlığındır.
Sayfa 198Kitabı okudu
Sanatsal Yaratıcı Yöntem "Gerçekçilik"
Bence büyük sanat kitaplarını, sahicileri sahtelerinden ayıran hususiyet şudur: Olanı durgun, taş kesilmiş olarak değil; olanı olduğu gibi, yani doğuş, oluş ve ölüş akışında aksettirmek. Dünü öğrenip, bugünü anlayıp, yarını sezebilmek.
Sayfa 60 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Reklam
trak tiki tak! Makinalaşmak istiyorum! (İçerik ve Biçim)
Şekil, olabildiği kadar mükemmelleştirilmiş olmalıdır. Artık karabasanı değil, traktörü kullanacağız.
Sayfa 78 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Tip ve Tipiklik
Çünkü, elbette ki, kurulan yeni dünyayı, enmuzeci olarak, yani şahsında tecrit ve sentetize ederek aksettirecek olan yeni tipik tipi, sosyalist kuruluşu devrinin ve sosyalizmin zaferi devrinin ilk ana tiplerini vermek icabeder. Nasıl ki, kapitalist cemiyeti ve hattâ ondan öncekiler de bunu vermişlerdir. Fakat, dedim ya, kapitalist cemiyetleri bu tipik tipleri romanlarında vermişlerdir. Şekspir bu işi yapmıştır, klâsik Fransız edebiyatı denen nesne bu işi yapmıştır, Rus romanlarında birçoğu bu işi yapmıştır. Belki, kapitalist cemiyetindeki tipik amele tipleri iyice verilmemiştir, yahut verilememiştir ki, bunun sebepleri bir değil pek çoktur. Hattâ bizatihi, işçi sınıfının bir ipekböceğine benzemesi bile buna engel olmuştur.
Sayfa 63 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Dönemlerinin karanlık güçleriyle savaşan ilerici sanatçılara her ülkede ve çağda rastlanır. İnsanların mutluluğu ve dünyada güzel bir yaşam için savaşa giren bu ilerici sanatçılar her zaman karanlık güçlerce kuşatılmış, kovuşturulmuş, baskıya uğratılmış, hapsedilmiş ve öldürülmüşlerdir. Fakat onlar hiçbir baskı ve tehdidin, hiçbir ölümün, hiçbir yalanın; tarihin akışını, iyiye, güzele, haklıya ve mutluluğa yönelişini durduramayacağını bilirler. Ve bu yazarların yapıtları ve bütün yaşamları gelecek kuşaklara örnek olur.
İçerik ve Biçim
Bilimsel sosyalist bir yazar olarak, ben de öz'ün biçimi etkilediği kanısındayım. Bu birincisi. İkincisi de her özün dural bir şey değil, bir süreç, bir hareket olduğu gerçeğidir. Bütün bu sorunları, bunların basit sözler değil, yaratıcı hükümler olduğunu sosyalist öğreti sayesinde açık seçik kavramış bulunuyorum.
Sayfa 70 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Reklam
Tip ve Tipiklik
1. tip, yani insan, diyorsun. Hayır Kemal, insan demek mutlaka tip demek değildir. Tip, enmuzeç demektir. Bundan dolayı da bir bakıma sentetik ve mücerrettir. Don Kişot tiptir. Fakat tip olduğu kadar kuvvetle insan değildir. Tuhaf değil mi, hattâ mücerrettir. Bünyamin'in notu: Enmuzeç=Bir cinsin ana vasıflarını kendinde topladığı için örnek kabul edilen şey veya kimse.
Sayfa 62 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
İçerik ve Biçim
Evvelâ, hiçbir şekil imkânını, tarzını inkâr etmiyorum. Şiir, kafiyeli de, kafiyesiz de, vezinli de, vezinsiz de, bol resimli, hiç resimsiz de, bağırarak da, fısıldayarak da yazılabilir, yeter ki yazılacak şey olsun ve bu yazılacak şey en uygun şeklini, bazan belirli bir tarihi merhaleye göre en uygun şeklini ustaca bulmuş olsun. Şahsen kendimse, şekli öylesine öze uydurmak istiyorum ki, şekil, özü bir kat daha belirtsin, ama kendisi, yani şekil belli olmasın.
Sayfa 73 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Donkişot kendi devrinin insanları için yazılmış, ama, o kadar çok tarafıyla gerçek ve güzel ki, o, bugünkü, yarınki insanların da kitabıdır. Harp ve Sulh de öyle. Mesele "gerçeği" mümkün olduğu kadar çok tarafıyla ve mümkün olduğu kadar en uygun, en güzel bir şekilde vermekte.
Sayfa 76
İçerik ve Biçim
Müstakilen, mücerret olarak şekil araştırmalarına artık elveda. Muhteva, muhteva, muhteva. Muhtevayı en uygun, en basit, en berrak tarzda kalıplayan şekil. Düzgün, mum gibi parmaklara en sıkı sıkıya yapışan, en pürüzsüz, en süssüz eldivenler yakışır. Süslü eldivenlerle parmaklarını güzelleştirmek isteyen bilhassa çirkin, kambur kumbur parmaklı zengin kadınlardır. İş hayatında kambur kumbur kadın parmakları o kadar feci ve hürmete şayandır ki, onlara hiçbir eldiven istemez. Yine tıpkı bunun gibi öyle muhtevalar vardır ki, yegâne eldivenleri kendi derileridir. Şekli eldivenlikten de çıkarıp deri haline getirdiğimiz nisbette muhtevayı ön plana, esasa aldığımız nisbette muvaffak olacağız.
Sayfa 74 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Reklam
İçerik ve Biçim
Hemen söyleyeyim ki, yazılarımın biçimini tekrar etmeyi sevmiyorum. Destanlarımın ve şiirlerimin her birinde biçim tekrarlarından hep kaçınmaya çabaladım. Her destanımın kendine göre bir biçimi olsun istedim. Benim için biçim en doğru ifadenin şaşmaz yöntemidir. O bir islahtır, bir araçtır benim elimde. Ne var ki, bu silah, bu araç tapılası bir fetiş değildir. Örneğin, ben kafiyeyi gerekliyse kullanıyorum, değilse kullanmıyorum.
Sayfa 70 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Sanat ve Dünya Görüşü "Sanatta İyimserlik"
Gelelim iyimserlik meselesine. Sanatta kötümserlik gayet kolaydır. Muayyen şartlardan dolayı faciayı sanata daha çok yakıştırırız ve bize facianın asaleti varmış, gibi gelir. Baksana, Şekspir'i Molyer'den daha çok sayarız. Kötümserlik bir felsefe sistemi, bir görüş zaviyesi olarak berbat bir şeydir ve kolay bir şeydir, güç olan, zor olan ümitli olmak, iyimser olmaktır sanatta. Tabii, kötümserlikle kederliliği birbirine karıştırmamak lazımdır.
Sayfa 40 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Sanat ve Dünya Görüşü "Sanatta Yan Tutma"
Sanatçının güdümü kendi sosyal, felsefi inançlarından gelmeli. Sanatkâr, yapılan tenkitleri dinlememeli demek istemiyorum. Dinlemeli. Ama iş güdüme, gütmeğe, güdülmeye dayandı mı sanat denilen nesne de ortadan yok olur.
Sayfa 40 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Sanat ve Dünya Görüşü "Sanatta Yan Tutma"
Bana öyle geliyor ki, devletler arasındaki ilişkilerde yansızlık, politikası yararlı ve etkili olabilir, ama yazarlarda olamaz.
Sayfa 38 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Tip ve Tipiklik
Ben, Gorki'nin Rus köylülerini, Rus lûmpenlerini okurken, onları bizimkilerden çok az farklı buluyorum. Beni ters anlama, ara yerde, malûm sebeperden gelen ayrılıkları inkâr etmiyorum. Bunlar vardır. Fakat bunlar artık sınıflı, kapitalist bir cemiyette edebiyat yapmağa yaramıyacak kadar ikinci plândadırlar. Öteki esas karakter vasıflarıyla, üzerlerinde teker teker durulup, birini ele alarak, hattâ dört beşini ele alarak bir roman yapamıyacak kadar artık bugün dünyaca malûm ve işlenmiş şeylerdir. Tabiî bütün söylediklerim sınıflı cemiyetlere ait. Yoksa sınıfsız bir cemiyette ne kadar insan varsa o kadar ayrı karakter olacaktır.
Sayfa 67 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
80 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.