Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sanat ve İktidar

Aydın Şimşek

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İnsan nedir, ne işe yarar ?
Her tartışmada değişmeyen tek mutlaklık insana ilişkin bir durumu ve çoğu zaman da kabul görmenin içeriğidir. Bu soruların önemli yanı 'insan nedir' sorusu, yani soruyu soranın kendisine dönerek kendisini ,kendi türünü sorguladığı sorudur.. Soru insanın kendisini bilme, kendi varlığının ya da türünün temel iralayıcılığını belirtme çabasının bir sonucudur." diyor Scheler. Aristoteles sorunun yanıtını politikada vermektedir. Politika, yurttaş (bütün anlamlarıyla) yaratmanın, bireyi iyi kılmanın ve sonuç-mutluluk ilişkilerinin temelidir. Bu yüzden birey, politik bir davranış sonucudur, bu davranış öncelikle etik ve estetik üretir. Söz konusu olan, politikayla açığa çıkan birey ve erdem bütünlüğüdür. Epikuros ise, bireyin temelini mutlulukla özdeşleştirir. Mutluluk ise haz olarak tanımlanır. Mutluluk tinseldir, bu yüzden ruh dinginliğinin sağlanması gereklidir. İnsan ruh dinginliğine eriştikçe mutlu olacaktır ve mutluluk bireyin kötülük üretmesine engel olacaktır. Protagoras'ta insan her şeyin ölçüsüdür, Aristotelesçi Aquinolu Tomas'ta ise, tanrı her şeyin ölçüsüdür.
Geçmişte ve günümüzde çekilen acıların, gelecekteki evrensel mutluluğu unutturacağı pek düşünülemez. Buna karşılık, kötülük değişmez bir gerçeklik olarak, her zaman karşımızda. Bütün bundan da hayata verdiğimiz değerlere bağlı kalma kararımızı sonuna kadar savunmak zorundo olduğumuz anlamı çıkıyor. İşi geleceğe bırakamayız. Gerçeğin zamanı yaşadığımiz an'dır."
Reklam
Dil
"Sözlü konuşmada, topluluğun tek tek bireyleri arasında bildirişmeyi sağlamak üzere, sözcükler cümleler içinde bir düzene konur. Topluluk, ortak bir konuşma biçimi aracılığıyla birbirine meramını, derdini anlatabilen bireylerden meydana gelir. İlkel koşullarda bile ne kadar küçük olursa olsun her topluluğun kendi dili ya da lehçesi vardır. Bu dil ya da lehçe, o topluluğun kendi gelişmesinin yanı sıra yavaş yavaş doğup gelişmiştir." George Thomson/ insanin özü
Yenidünyanın görsel zenginliği ve bu zenginligin kurduğu iktidarın kendini sürekli olarak yeniden üretmek zorunluluğu duyması doğaldır. İktidar ise gelecek olan, kazanılacak olan, var olan'ın içinin boşaltmayı önceler. Sadece şimdiye indirgenmiş değerler yaratır, dün ile yarın arasın- daki sosyal-siyasal bağların kopartılmasını önemser. Oysa olumsuzlukları önlemenin bir yolu olarak sorgulayıcılık,içeriği olan şeyi açığa çıkarabilir.
Sayfa 19 - kanguru yayınlarıKitabı okudu
Mısır ( İ. Ö 2000) Dilin Gücü
Güçlü olmak istersen söz ustası ol: / Dil yiğit elindeki kırbaç gibidir. /İyi konuşan daha merttir iyi dövüşenden. | Dize getiremezler yüreği cerbezeli olanı. / İyilikle, adaletle hüküm sürer / Atalar dilini güzel konuşan.
Aristoteles'e göre en önemli sanat dalı politikadır. Çünkü o, yaşamın bütünlüğünü içerir.
Reklam
Garip bir gerçeklik olarak, günümüzde bilmenin tersi cehalet değil, yalan ve hiledir artık. Çünkü modern akilcılığın geldiği yer, kitlesel öldürme, yok etme sanayidir. Bu nedenle neredeyse topraklarından faşizm geçen tüm ülkelerde, eleştirel ve tarihsel bir bellek yaratabilmek için soykırım müzeleri kurulmuştur. Ancak büyük bir insanlık trajedisini faşizmin gerçek yüzünü göstermesi, sergilemesi gereken bu müzeler çoğu zaman gerçek amaçlarını unutmuşlardır. Bu müzelerden bir tanesi de Amerika'da, Washington kentindeki Soykırım Müzesi'dir. "Müzeye girerken, yaşınıza, cinsiyetinize uygun bir soykırım kurbanının fotoğraflı kimlik kartını alıyorsunuz.Üç kata yayılmış sergiyi gezerken, bu kartı önünüze çıkan bilgisayarlara sokup, yerine geçtiğiniz kurbanın başına gelenleri izliyorsunuz. Sonunda ya sağ kurtuluyorsunuz, ya da vurularak, zehirli gazla veya yakılarak öldürülüyorsunuz. Açlıktan ya da tifüsten ölmek üzere kalabalık bir koğuşa da kapatılmanız mümkün. Hepsinden kötüsü her taraftaki video cihazlarında, kitle imha gruplarının insanları vurmasını, kılıçtan geçirmesini, hendekleri çıplak insan cesetleriyle doldurmasını seyrediyorsunuz. Konumuzun dışına çıkarak aktardığım bu alıntı, soykirimların bile zihnin sınırları içerisinde, soykırım lunaparkına dönüştürüldüğünün, bellek yitiminin eleştirel zekânın varliğına karşı sürdüğünün bir göstergesidir. Çağımız sadece kitlesel öldürme çağı değil, aynı zamanda ölüleri unutma ve ölümleri sirke çevirme çağıdır.
Sayfa 164Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.