" Bu anlamda Dionysosçu insan Hamlet'e benzer : Her ikisi de şeylerin özüne derinden bakmış , onları anlamıştır , bundan dolayı eyleme geçmek onların midesini bulandırır . Onlar eylemlerindeki hiçbir şeyin varlıkların özünü değiştiremeyeceğini görürler . Zıvanadan çıkmış dünyayı yeniden düzeltme işinin kendilerinden beklenmesini gülünç ya da utanç verici bulurlar . Bilgi eylemi öldürür . Eğer eyleme geçersek yanılsama gözlerimizi bağlar . Hamlet'in gerçekten anlatmak istediği budur , çok fazla düşünceye daldığı için , adeta olanakların aşırı bolluğu yüzünden eyleme geçemeyen , düş gören Hans'ın o ucuz bilgeliği değil ; düşünmek değil , hayır ! - hakiki bilgi , korkunç gerçeği kavramak , gerek Hamlet'te gerek Dionysosçu insanda her tür eylem dürtüsünü felç eder . "