Sayılı Fırtınalar Gönderileri
Sayılı Fırtınalar kitaplarını, Sayılı Fırtınalar sözleri ve alıntılarını, Sayılı Fırtınalar yazarlarını, Sayılı Fırtınalar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mehterhane'nin hastane koğuşu, şair Dante'nin cehennemi tarif ederken, 'Buraya girenler bütün ümitlerinden tecerrüt ederler' mealindeki yazısına benziyordu.
Sayfa 339 - AlfaKitabı okudu
O devrin zabıtasında, halkı rahat ettireceğine ona huzursuzluk veren adamlar da vardı.
Sayfa 321 - AlfaKitabı okudu
Yalancı Şahitlik Meselesi
İsmet Molla, "Ulan köpoğlu!" der, "Hüccet yazdırırım, şahit olursun... Nafaka davası olur, yine sen şahitlik edersin... Tevliyet davasında yine şahit sensin... Tereke yazılır şahit sen, isbatı rüşt davasında yine sen şahit... Ulan kerata! Bu memleketin bütün işlerini sen mi biliyorsun?"
Sayfa 259 - AlfaKitabı okudu
Dünyada emniyet edilmeyen tek adam Yakub Cemil'dir. Onunla ne zaman konuşsam tabancamı en kolay çekilecek bir yerimde bulundururum. Zira şakası yok... Vuruyor. Niyetini gözünden anlayacaksın. Ondan atik davranabilirsen canını kurtarırsın, yoksa ifade bile veremezsin.
Sayfa 257 - AlfaKitabı okudu
Ahmet Samim'in Öldürülmesi
Rıza Tevfik, Merkez Memuru'na, "Efendim, bir ölüden bu kadar korkulmaz" diyor, Muhtar Bey, siyah bonjurunun arka cebinden yeni bir matem mendili daha çıkararak, "Ah Samim" diye bağırıyordu. "Ölüne bile rahat yok!"
Sayfa 253 - AlfaKitabı okudu
İnsanoğlu böyledir... Kuvvete tapar.
Sayfa 245 - AlfaKitabı okudu
Memleketin ceza tarihinde ayrı bir ehemmiyeti haiz olan Sinop zindanı, kalebentlerin ilk merhalesi idi. Burada sukunet bulmayanlar Bodrum Kalesi'ne, orada da azgınlığa devam edenler Payas'a sevk edilirdi. Yazın camilerin kurşunlarını eriten sıcak, mükemmel bir terbiyeci rolünü oynuyor, buna mukavemet eden en sert karakterlileri bile balmumuna çeviriyordu.
Sayfa 227 - AlfaKitabı okudu
İnzibat bizde sıfırdır, belki sıfırdan da aşağıdır. Elimizde bulunan bir mevkufun hayatını dahi muhafaza edemiyoruz.
Sayfa 223 - AlfaKitabı okudu
Abdülhak Hamid, İstanbul için, "Bu halk söylemez, söylenir!" der. Hakikaten öyledir de... Halk söyleniyordu.
Sayfa 213 - AlfaKitabı okudu
Eski İstanbul Kabadayıları
Bu nasıl bir bilek, nasıl bir pençedir? Ben bu adamların çoğunu tanırım. Eğer o zamanlar spor, bugünkü gibi bir telakkiye mazhar olsaydı, dünyanın en müthiş boksörleri Türkler olurdu.
Sayfa 180 - AlfaKitabı okudu