Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Seçilmiş Şiirler

Salah Stétié

Seçilmiş Şiirler Gönderileri

Seçilmiş Şiirler kitaplarını, Seçilmiş Şiirler sözleri ve alıntılarını, Seçilmiş Şiirler yazarlarını, Seçilmiş Şiirler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ama yuttu ağaç, günü ve cevheri Ve kanat dünyanın inzivası içinde
Ey genç kadın, cinsel organımın yıldızı Ağacın acılarının mezarında İşte benzer özsu, sen sakin Maddesiz ağızlı Ve sen işte nefesle yıkanmış yurt Gövdenin yurdu olan Acayip biçimde müzik ve sünnet Hiç kimsenin olmayan hayatım Ama ölümün oturduğu gölgesiyle Sadece sallanan bu ağaç Kız çocuğunu okşayan Hayatım hiç kimsedir Ama sadece kız çocuğu Görünmeyenden ötürü görünmeden kurulmuş Hiçliğin ve ağacın çatışmasında annemdir o Eli ve saçları karanlıktan yanmış
Sayfa 75 - Oğlak Yayınları
Reklam
Hiç gelmemiş çocuk Üzerinde kaçamaklı bir fenerin gezindiği Hiçbir şeye tutunmadan Ama yalnızca gözyaşlarının kör ettiği Yüreğin saydamlıklarının ötesinde Biraz soğukla aklanmış, meyve hevenkli Teraslarda bekledim onu Gözyaşlarının biçim verdiği gövde, ey Yağmurun alıkoyduğu ve büyük bir sevgiyle Şarkılı incilerine bağladığı Çocukluğun çocukluğunu ver bize, ver bize İçinde saf kanlarıyla çiçeklerin uyuduğu Birçok yerde yanan geceye doğru Çocukluğun otlarını toynağıyla kavuran Altın bir at gibi çeksin gitsin
Sayfa 65 - Oğlak Yayınları
III İncelmiş yıldızlar gibi ellerle Kapalı duvarlar karşısında ayaktayım Ve şarkı söylüyorum ey dinginlik, soğuğa karşı Bir gülle ısınmış olan ben Daracık bir odada Ve çıkışsız Çevresinde büyür kapak taşı Ve hıçkırıklar gürletir Köpeklerimi
Sayfa 21 - Oğlak Yayınları
Ektiler ateşin kökünü Usu ve parmaklarını yormak için; gölgelere Versinler onları sepetçi işlerinde Kardeş ölümüne kadar sıkmak için Kin ya da korku ya da doğrucu meleğin ayartması için Dağ elleri kuşu yakalamış olduğunda Dakika sıkıntılarının meleği Niyette ayağımızın sürçtüğü Ve yanıtımızı ateşe uçuran melek
Sayfa 17 - Oğlak Yayınları
Bir yalazdan anı olarak düşünürüm sizi Ölülerin sandallarında haşhaş olmuş yalaz Yalazların uykusunda uyudu yalaz Bir bulut feneri gibi parıldayarak Pek temiz bir korku gibi çiy üstünde Yayılan soğukta Sevgilileri ve onların yaldızlarını Ve onların bütün yaşlı gözlerini Ay ile yaralamaya can atar güneş
Sayfa 63 - Oğlak Yayınları
Reklam
Yakıcı ölüm yüzünden Sağımıza oturmuş soğuk kanat Ama yuttu ağaç, günü ve cevheri Ve kanat dünyanın inzivası içinde Soğuk gözlü kız çocuğu Soğuğun nüfuzuyla mutlak Yutulmuş yutan Sonsuza kadar çayırlı Yüzden azat olmuş toprak kokusu Işığın yeni olduğu kalbime karşı Topraklara kapatılmış bir kayık gibi Ve işte toprak Kadın apışarasındaki rüzgarın kasılmış kılıcı altında
Sayfa 74 - Oğlak Yayınları
X Karın ruhu diyorum ölmeden önce Ruhun içinde biçimler olan kar Karı inkar etmeiş olan biçim Acıda yargıcı olan boşluk Burasının şekille haczinden Onu hiçbir biçimde almamış olmaktan önce İnkarın gözleri dışında Ölmeden önce saf bir kadının topladığı Kardan bir yorgunluğun yaptığı kişiden
Sayfa 56 - Oğlak Yayınları
IX İşte ölüm: onun üç parçalı yüzü var Suyun ışıttığı Ve meyvelerin çevirdiği Uykuya dalmanın uykusunda Rüzgarın güzelliği altında Bir tahtalı güvercin bütün susuzluklara Aynanın ve altüst olmanın içinde Bulutların uyuduğu Bir kenarda gecenin güvercini
Sayfa 28 - Oğlak Yayınları
X Meyvelerde içeri girdi kadınlar Tükenmiş bir belleğin kemeri altından Sırtımı verdim onlarla unutuşun şarabına Her şeyin yeniden salkım olduğu geceye kadar Toprağın sesine verdim böylece onun adını Çünkü o bir nehirdi Ruhta (…)
Sayfa 29 - Oğlak Yayınları
Reklam
Selamlıyorum ışığın gençliğini Bu büyük dürüstlükler ülkesinde Çünkü kapalıymış kadınları Göğüslerinde kavuşmuş kanatları var Erkeklerin yakıcı yüreklerini korumak için Kirpikleri düşmüş aşk sünnet etmiş onu Soğuk tutulmuş soğuk suyu çıkarmak – ve içmek için Bir utku altında ilerleyen askerlerin Çekiç sesi ülkesini kim kurtaracak
Sayfa 37 - Oğlak Yayınları
Göğün eşitliği var oldu. Oldu Çözülmüş ve bağlanmış varlıklar üstüne Boş tanrının içinde bir ateş diliyle Bir glisinler krallığının uzun düşüşü Bir umudun fırdönmesi oldu Silahlarını teslim etmiş bir deniz üstünde Kıyılarının parlak örtüleriyle Ayakta, meyvelerin gölgesini kendine çekerek Güz oldu ve köpüğün güzel hareketleri Yıkanmış yüzlerde ve kaybolan kumlarda Serilmiş ve dalgaların kaba sütun başlığında Tutulmuş kaydırak taşlarında Açıkta sarmak için ağır mabedi kesilmiş yürekle
Sayfa 43 - Oğlak Yayınları
Kavrulmuş gül ve ruhun rüzgarı Değiştirdiler beyazlıklarını Uzakta güvercin şu az biraz parıltı Düş ya da gözyaşı oldu Yanıklar içinde ateşe verilmiş gözünü açtı Günün bu yanında uyuklayan kadın Ve uzun arzuların bütün o ağaçları, sırtları yağmurda! Akan özsuları bir bir söyleriz Ölgün çarpan yüreğin labirentlerinde Bende bir gölge feneri var bu ülkenin! Bir gözyaşının başka bir gözyaşından olması gibi Sonunda hiç duyulmamış bir kızböcaği Varolmanın ucundan kaçar ve titrer
Sayfa 62 - Oğlak Yayınları