Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Lakin, hayır!" der çocuklar, gözleri yaşlı, "Tanrı bir kaya kadar sessiz. Ve bize derler ki O'nun sureti Çalışmaya devam etmemizi emreder şüphesiz. "Semaya yükselin!" der çocuklar, Tek bulabildiğimiz karanlık, çark gibi dönen bulutlar. Bizimle dalga geçmeyin; keder bizi inançsız kıldı - Tanrıyı arar dururuz fakat gözyaşlarımız bizi kör yaptı." Çocukların ağladığını ve inkâr ettiğini işitiyor musunuz, Ah kardeşlerim, ne vaaz veriyorsunuz? Zira Tanrı'nın varlığı dünyasının sevgisiyle öğretilir, Ve çocuklar her ikisinden de kuşkudadır.
Krallara layık kutsal yağ senin alnında, benimkinde çiy damlası Ve bu ikisinin uzlaştığı yere ölüm bir mezar kazmalı, değil mi?
Reklam
Hush, call no echo up in further proof Of desolation! there's a voice within That weeps as thou must sing.. alone, aloof. Sus, kederimin delili olan yankıyı daha fazla çağırma! İçimde için için ağlayan bir ses.. Sanki şöyle der: yalnız ve kendi halinde şarkı söylemelisin
Şimdi şu zavallı çocuklara söyleyin, ah kardeşlerim, Tanrı'ya dönüp yakarmalarını; Başkalarını kutsayan O mübareğin Elbet bir gün onları da kutsayacağını. Karşılığında 'Bizi işitecek hangi Tanrıdır, Demir çarklar hızla dönerken?' derler. 'Hıçkırarak ağlarken, insan denen canlı gelip geçerken Yanımızdan, bizi duymaz veya bir kelam etmezken. Ve duymayız (çarkların çınlayan sesinden) Kapıda konuşan yabancıları. Bir ihtimal var mı dersin, Tanrı Etrafındaki meleklerle, duyar mı artık ağlayışlarımızı?"
I thought once how Theocritus had sung Of the sweet years, the dear and wished for years, Who each one in a gracious hand appears To bear a gift for mortals, old or young: And, as I mused it in his antique tongue, I saw, in gradual vision through my tears, The sweet, sad years, the melancholy years, Those of my own life, who by turns had flung A shadow across me. Straightway I was 'ware, So weeping, how a mystic Shape did move Behind me, and drew me backward by the hair, And a voice said in mastery while I strove, .. "Guess now who holds thee?" - "Death," I said. But, there, The silver answer rang.. "Nor Death, but Love." Şair Theocritus nasıl terennüm etmişti o tatlı yılları O değerli ve arzulanan yılları, diye bir keresinde düşündüm, Her birinde lütufkâr bir el belirip Genç yaşlı demeden bütün faniler için sunar armağanı: Ve onun kadim lisanında düşüncelere dalarken ben, Gözyaşları içinde git gide beliren düşlerimde gördüm, Tatlı, gamlı yıllarımı, hüzün dolu yıllarımı, Hayatımın işte o yılları geri dönerek Karşımda bir gölge yarattı. Hemen farkına vardım, Gözlerim yaşlı, esrarengiz bir şeklin nasıl hareket ederek Arkamda, saçlarımdan tutup çektiğini, Ben karşı koymaya çalışırken galip bir sesin dediğini, .. "Bil bakalım kim tutuyor seni?" - "Ölüm," dedim. İşte o an metal ses cevap verdi.. "Ölüm değil, Aşk bu."
Behold and see What a great heap of grief lay hid in me Dikkat et ve gör, içimde kederden bir yığınak gizlediğimi
Reklam
What I do And what I dream include thee, as the wine Must taste of its own grapes. And when I sue God for myself, He hears that name of thine, And sees within my eyes, the tears of two. Ne yapsam ne hayal etsem içindesin, Şarabın kendi üzümünün tadını bildiği gibi. Ve Tanrı'dan kendim için yalvardığımda, O senin adını işitmekte, Ve gözlerimin içinde ikimizin gözyaşlarını görmekte
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.