Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gerçeklere Yaslanan Bir Ensest Roman

Seen

Arif Bilgili

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İncest Novel
“I don’t have a family… I don’t have a family like yours. Actually, I don’t know what a family is or how it is supposed to be. When I meet your family, the feelings that I will have scare me. What if a family is a really wonderful thing… Then I will see how great my loss is. I have managed to stand on my own without realizing the value of a family until this age. What if a family is an invaluable entity… I will stumble and fall if you don’t hold my hand and help me up.” Pınar pulled her hands away from her legs and grabbed Blue’s hand tightly, continuing to speak. “In the dorm rooms where I stayed, it said ‘Family is everything’ on the bathroom doors. What was everything? What could fit into it? Was family both pain and happiness? Was it both sadness and joy? What was everything that family was supposed to be? These questions gnawed at my brain for years. Just when I think I have found all the answers… the questions suddenly change. I have grown tired of this vicious cycle of searching for answers to these questions. I gave up a long time ago.”
Sayfa 154 - Mavi UluKitabı okudu
Ensest Roman
Hayal kurmak; bebeklerin, çocukların değil, büyüklerin işiydi. Minicik avuç içlerini ve burnunu vantuz gibi cama yapıştırmış; direkleri sayan o çocukta var olan, ama daha keşfedemediği duygular gizliydi. Küçük Mavi’mizin en yoğun yaşadığı duygu kıskançlıktı. O yaşta bir çocuk her şeyi kıskanmaz mı? Kıskanır. Annesini, babasını kıskanır, yeni doğan kardeşini kıskanır, kıskanır da kıskanır. Çocukluğunu geride bırakıp, hayatın bir parçası olma yolunda yaş aldıkça duyguları gizlendikleri yerlerden kendini göstermeye başlar. Tutku, hasret, aşk, kin, nefret, hırs, dostluk, düşmanlık, intikam gibi büyüklere özgü duygular belirginleştikçe hayal kurmalarını tetikler. Sonra kendini sürekli hayal kurarken bulur.
Sayfa 225 - Mavi UluKitabı okudu
Reklam
Ensest Roman
“Sırrın sırrımdır.” Bu gizemli sözcük, insan olmanın ve güvencenin anahtarıydı. Bu öyle bir anahtar ki kaygı kapılarına kilit vuruyor; gurur ve sevinç kapılarını aralıyordu. Dövünmek yerine övünmek saklıydı; “Sırrın sırrımdır.”.
Sayfa 230 - Mavi UluKitabı okudu
Ensest Roman
“Benim bir ailem yok… Senin ailen gibi bir ailem yok. Daha doğrusu aile nedir nasıl olur bilmiyorum. Sizinkilerle tanıştığımda; hissedeceğim duygular beni korkutuyor. Ya aile çok güzel bir şeyse… O zaman kaybımın ne kadar büyük olduğunu göreceğim. Bu yaşıma kadar ailenin değerini bilemeden ayakta durmaya başardım. Ya paha biçilemez bir oluşumsa aile… Tökezlerim ve sen elimden tutmazsan düşerim. Kalkamam.” Pınar, ellerini bacaklarından çekti ve elini yakaladı. Sıkıca tuttu. Mavi, konuşmaya devam etti. “Kaldığım yurt odalarında, tuvalet kapılarında ‘Aile her şeydir.’ yazıyordu. Her şey olan neydi? İçine neler sığıyordu? Aile hem acı hem mutluluk muydu? Hem üzüntü hem neşe miydi? Neydi her şey olan aile? Bu sorular yıllarca beynimi kemirdi durdu. Tam tüm cevapları buldum diyorum… Ama birden sorular değişmiş. Yoruldum bu kısır döngüden, sorulara cevap aramaktan. Pes ettim uzunca bir süre önce.”
Sayfa 154 - Mavi UluKitabı okudu
Ensest Roman
Ansızın bir yerden çıkıp gelen; ‘Ailen nerede yaşıyor? Annen baban nasıllar?’ sorularıyla karanlık bir boşluğa düşüyordu Mavi. Her seferinden yalan uydurmak, geçiştirmek canını acıtıyor; doğmadan ölmek istiyordu o anlarda. Onları görmese de varlıklarından, dünyaya gelirken yükledikleri görevin tanımlarından kurtulamıyordu. Bir anne babası vardı ve bunu kimsenin değiştirmeye gücü yetmezdi. Sevgili olsa, alt kat komşu ya da dostu olsa; insandır, ‘içinde bok vardır’ deyip başımızı öne eğer; vazgeçeriz, hayatımızdan uzaklaştırır ve unuturuz. Hatırlatan hiç kimse olmaz. Anne baba öyle mi oluyor? Yok. Bok çukurunda da yaşasalar atamıyor, satamıyorsun. Onlardan ne kadar uzağa gidersek gidelim fark etmiyor. Toplum onları unutmana izin vermiyor.
Sayfa 244 - Mavi UluKitabı okudu
Hayal kurmak; bebeklerin, çocukların değil, büyüklerin işiydi. Minicik avuç içlerini ve burnunu vantuz gibi cama yapıştırmış; direkleri sayan o çocukta var olan, ama daha keşfedemediği duygular gizliydi. Küçük Mavi’mizin en yoğun yaşadığı duygu kıskançlıktı. O yaşta bir çocuk her şeyi kıskanmaz mı? Kıskanır. Annesini, babasını kıskanır, yeni doğan kardeşini kıskanır, kıskanır da kıskanır. Çocukluğunu geride bırakıp, hayatın bir parçası olma yolunda yaş aldıkça duyguları gizlendikleri yerlerden kendini göstermeye başlar. Tutku, hasret, aşk, kin, nefret, hırs, dostluk, düşmanlık, intikam gibi büyüklere özgü duygular belirginleştikçe hayal kurmalarını tetikler. Sonra kendini sürekli hayal kurarken bulur. daha az.
Sayfa 225 - Mavi uluKitabı okudu
Reklam
Hayal kurmak, sanılanın aksine bebeklerin ve çocukların değil, büyüklerin işiydi.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.