Eşitlik üzerinde duralım yurttaşlar. Eğer özgürlük bir zirveyse, eşitlik de temeldir. Evet yoldaşlar, eşitlik her zaman aynı sırada yeşeren bitkiler anlamına gelmez. Uzun ot ve kısa meşelerin toplamı da değildir. Birbirini verimsizleştiren kıskançlıklarda asla yeşermez. Eşitlik aslında hukuksal anlamda olanaklara sahip
bütün becerilerin toplamı demektir; politik yönden, eşağırlıktaki bütün oyların toplamı, dinsel açıdan aynı hakka sahip bütün vicdanlar. Eşitliğin organları vardır, parasız ve zorunlu eğitim. Alfabe hakkı, işte bundan başlanacak. İlköğrenim herkes için zorunlu olacak, yine herkese, ortaöğretim. İşte yasa. Aynı değerdeki okullardan eşit bir toplum oluşur. Evet eğitim-öğretim, ışık, herkes için ışık, her şey ışıktan olur, her şey ışığa döner. Yurttaşlar 19. yüzyıl büyüktür, ama 20. yüzyıl mutlu olacaktır. Artık eski tarih, mazide kalan bir şey olacaktır. Bugün olduğu gibi, kimse ne bir savaştan, ne de bir saldırıdan çekinecektir. Kimse başkasının hakkını zorla almayacak, silahlı saldırılar olmayacaktır. Kral evlenmelerinden kaynaklanan bir medeniyet kesintisine, babadan oğula geçen, o kalıtsal zorbalık doğumlarına, bir kongrenin uygulayacağı uluslar paylaşımına, sülale yıkılmasından oluşacak bir dağılışa meydan verilmeyecektir. Artık ne açlık, ne sömürü, yoksulluktan kaynaklanan fuhuş, grev nedeniyle sefalet, ip, bıçak ve savaşlar, ormanlardaki haydutluk gibi korkunç şeylerle karşılaşılmayacaktır. Artık ürkütücü olaylar yaşanmayacağına göre, herkes mutlu olacaktır. Evrenin yasasını sürmesi gibi, insanoğlunun da yasası sürecektir. Ruh ile yıldız arasında eşsiz bir âhenk sağlanacaktır.