Şehir Tutulması sözleri ve alıntılarını, Şehir Tutulması kitap alıntılarını, Şehir Tutulması en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yine Muhammediye’deki odamı özledim.
Bazen sabahları uyandığımda kendimi sedir yatağımda duyuyor ve gözlerimi açtığımda perdenin aralıklarından içeriye hurma ağacı yapraklarından sızan kimyon rengi bir ışığı bulmayı umuyorum. Geçen sene Ekim ayında sadece üç hafta kaldığım odayı niye o kadar sevmiştim?
Bir bakıma çocukluğumun odasıydı o; sediri, boşluğu, sade perdeleri, tahta döşemesi ve pencereden sızan ağaç/yaprak filtreli ışığıyla. Bir oda işte o kadar boş olabilir, kocaman bir yemek masası yerine sedirle uyumlu yükseklikte yuvarlak, açılıp kapanabilen bir sehpanın bulunduğu dikdörtgen bir salonu hayal etmeye çalışın.
Büyük evlere düşkünlüğümüzün ilk sebebi, ferahlık umudu. Oysa çok amaçlı kullanımı öğrenmeye gerek duymadığımız için hiçbir ev yeteri kadar ferah olmuyor. Toyota’nın sahibi Sakıp Sabancı’nın evi için, “Akıl almaz bir saray.
Ben 60 metrekarelik bir evde oturuyorum” demişti.
Bu hayret cümlesini aktaran Turgut Cansever, Uğur Tanyeli’ye, Türk toplumunun en fazla yarısının evlerinde odaların maksatlı kullanım için planlandığını hatırlatıyordu.
Bilge Mimar, buna karşılık gecekonduların hepsinin çok amaçlı kullanıma uygun yapıldığını da vurguluyordu
Oysa geçmişin mirasını sadece korumakla yükümlü değiliz, aynı zamanda o mirası güzel ve sağlam, kullanışlı ve kalıcı kılan değişmez değerleri tespit edip şimdiki zamanın ihtiyaçları açısından yeniden yorumlama gibi bir yükümlülüğümüz var.
Bana kalırsa, muhabbetle mekan arasında doğrudan bir bağlantı kurulabilir. Muhabbet, mekanı olumlu anlamda dönüştürür, ama aynı zamanda, kimi durumlarda bir türlü yerleşemediği mekan tarafından tüketilebilir de.
Kentsel yozlaşmanın tahrip edici boyutlarına karşı, bir çare olarak öne çıkarılan arındırılmış bölgeler(siteler), sorunsuz olduğuna hükmedilen bir nüfusa katılarak kentin giderek artan sorunlarından kaçma talebine her keseye göre cevaplar sunan bir mekan siyaseti aslında.
Jane Jacobs'un ifadesiyle: "... farklı amaçlarla gelmiş insanların gerçekten ve sürekli olarak birbirine karışması sokaklarda asayişi sağlamanın tek yoludur."