Toprağı fethetmek için gönüllerin fethi lazım gelirdi öncelikle, gönüller ise imanla fethedilebilirdi her şeyden önce. Hedefine inanan insanları yenilgiye uğratmak dünyanın en zor şeyiydi. İşte bu yüzden bir amacı olan, bir hedefin peşinden yürüyen ve geriye dönmeyi asla düşünmeyen birine kucak açmıştı Tebriz şehri.