Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sekiz

By Mine

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
٥ Eyaz “Rüyamda bir hayalet, her gece korkutur beni. Bana tanıdık, Zaman’dan oyuncakları var. Yıllar yıllar sonra boynumda bir yara ile öleceğimi söylüyor. Yıllar yıllar yaşayıp yara almamı istemiyor. Şimdi, öylece korkudan ölmemi bekliyor. Rüyamda bir hayalet, boynunda bir yara izi taşıyor. Yıllar yıllar sonra ölüp ona dönüşeceğimi söylüyor. Zamanla oynayıp buralara kadar gelmiş. Ölmezsem olmaz, pabuçlarım yarım. Gerçeğimde bir ben, uyanıveriyorum Son buluyor rüyalar, ölüyor hayaletim, pabuçlarım kayıp. Ben Eyaz, hayaletinin katili olan kız...”
٨ Yılbaşından yüz doksan beş gün sonra rüyamda nilüfer çiçeklerini gördüm. Tohum annem, onun bir su bitkisini söylerdi. Nilüfer çiçeği bataklıkta veya çamurlu arazilerde ortaya çıkar ve çiçek açtığı zaman çamurdan dışarı doğru yükselirmiş. Ayı gördüğünde çiçeğin yaprakları kapanarak çamurlu suyun altına geri çekilirmiş. Güneşi gördüğünde ise en ufak bir lekelenme olmadan suyun üzerine geri çıkarmış. Ölümlerle büyürmüş. Rüyamda bir kan gölünün ortasında açan bembeyaz bir nilüfer çiçeği gördüm. Bu çiçek ne olursa olsun ölmeyecekti.
Reklam
Sanki bir çiçek vardı. Zor bir çiçek. Gömüldüğü yeri beğenmediği için açmayan bir çiçek. Ve biri vardı. O çiçeğin açmasını sabırsızlıkla isteyen biri vardı. Bu yüzden arazinin her yerini deşmişti. Boşluk boşluk etmişti. Yine de çiçek arazide sevdiği bir yer bulamayıp solmuştu. İçim boşluk boşluk olan o araziydi. Acı çekiyordum. Daha da kötüsü, acı boşluklardan gelmiyordu. O çiçeğin soluşundan derin bir acı duyuyordum.
Karşımdaydı. Eyaz yatağıma uzanmış, gözlerini kapatmış ve sayıklıyordu. Yaralıydı. Kolunun kanadığının farkındaydım. Acıdan inliyor, gözlerini açamıyordu. Gökyüzü düşmüştü, toprağa…. Onu nasıl geri gönderirdiniz? O Gökyüzü … Her zaman gıpta ile baktığınız, kıskançlığınızdan için için eridiğiniz, kelebeğin âşık olduğu Gökyüzü. Siz kök salarken yalnızlığın içinde, siz tırtılın özleminden kavrulurken, o kelebekle dans ederdi. Şimdi yeniden yükselsin diye ona yardım eder miydiniz? Peki, Toprak, Gökyüzünün de mezarı olabilir miydi? Yapabilir miydi ki? Üzerine örtünüp saklayabilir miydi, erişilmez olanı?
“Kopmuş kelebek kanadı, savruluverdi gökyüzünden, tırtılın ilk aşkı olan Toprağa. Acıdan kavruldu Toprak, ufala ufala bin parçada ufaldı Toprak. Kalsaydı dedi yanımda, ben yaşatırdım onu içimde. Gerçi o da farkındaydı, tırtılı Gökyüzünü gördüğü an kaybetmişti. O tırtıl ki kendisi için karanlıkta yaşarken, Gökyüzü için ölmeye razı gelmişti. O tırtıl ki Gökyüzüne kavuşabilmek için kanatlanmıştı. Bu yüzden yeşermeye devam etti. Tırtılsız. Nasılsa dedi Rüzgar’a Romeo’nun ilk aşkı Roselina’yıda kimse hatırlamaz!”
“İsmin mine mi?” Dedi Genç adam isimliğe tekrar baktıktan sonra. Yalnız ismini mayn olarak ingilizce telaffuz etmişti. “MİNE olarak okunuyor. Türkiye’de bir çiçeğin ismi.” “İsmin komikmiş.” “Neden ki?” “İngilizce de mine’nin anlamı benim ki demek, mayn olarak telaffuz edilir. Burası Amerika, herkes sana benim ki diyecek.” “İyi geceler. Uyumalıyım.”Dedi Mine, isminin İngilizce de ki anlamını hiç düşünmemişti. Yorgundu, düşünemezdi. Sadece uyumak istiyordu, sonra düşünebilir, hatta sonra gerekirse adını değiştirebilirdi.Odasının kapısını açmak için yöneldi. O sırada çok derinlerden gelen sesi duydu. “İyi geceler, Mayn. Bu arada ben Sevan. Sormadın ama söylemek istedim. İsmimi Ermenistan’daki bir gölden almışım.”
Reklam
… ben bir Anka kuşuyum, ejderha avlıyorum.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.