Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İndeksli Tıpkıbasım

Selçuk-Name

Yazıcızâde Ali

Selçuk-Name Gönderileri

Selçuk-Name kitaplarını, Selçuk-Name sözleri ve alıntılarını, Selçuk-Name yazarlarını, Selçuk-Name yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
554 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
498 günde okudu
Hayatı hakkında mufassal bilgiye sahip olmadığımız Yazıcı-zâde Ali, Osmanlı Padişahı II. Murad devrinde yaşamış ve Tevarih-i Âl-i Selçuk adlı eserini de o zaman derlemiş/yazmıştır. Derlemiş dememin sebebi ise eser Türkiye Selçuklu devrinin en önemli 3 kaynağının birleşmesinden müteşekkil olduğu içindir. Yani Tevarih-i Âl-i Selçuk, El-Evâmîrü'l-Alaiyye çoğunluğunu oluşturmak üzere, Camiü't-Tevarîh ve Mürûcü'z-Zeheb'ten çeviriler ve bu çeviriler üzerine Yazıcı-zâde'nin kendi bildiklerinden oluşmaktadır. Eserin muhtevası Türkiye Selçuklu Devleti tarihidir. Kaynağın başında Büyük Selçuklu hükümdarlarından kısaca bahisle, Anadolu'nun fethi, Türkiye Selçuklu hükümdarlarının hayatları ve devrin siyasî olayları, Moğol istilası, Moğollara karşı beylerin vatan savunması çabaları gibi konular mevcuttur. Eseri değerli ve orijinal kılan ise Anadolu'daki beylerin bağlı bulunduğu Oğuz Boyları ve kökenleri hakkında hiçbir yerde bulunmayan kayıtlardır. Eserin dili Osmanlı Türkçesidir. Buna rağmen Yazıcı-zâde Ali'nin çok ağdalı ve anlaşılmaz bir dili yok. Hatta zaman zaman saf Türkçe görmek mümkündür. Kaynağın bu hâli normal bir okuyucuya hitap etmemekle birlikte, şayet illa Türkiye Selçuklu'nun tarihini birincil kaynağından okuyacağım diyen varsa İbn Bibi'nin El-Evâmîr'inin Türkçe çevirisini okusun.
Selçuk-Name
Selçuk-NameYazıcızâde Ali · Türk Tarih Kurumu Yayınları · 20141 okunma
Tilke'l-eyyâmü nüdâvilühâ beyne'n-nâsi fermanı mucibi üzre icad-ı kainat ve ibda-i mevcudat ve tahmiz-i tıynet-i adem ve teş iş-i kabayil-i ümem ahdinden ol cümle üzerine infad ve icra bulmışdur ki her ağazun encamı ve her nuhusetün fercamı ve her devletün subutı ve her savletün kebutı ve her amelün hisabı ve her vilayetin nihayeti ve her fatihanun hatemi alem-i kevn-i fenada ve menşe-i ecsam u ecsadda mukarrer ve mesnun ve akran ve hemdem-dürürler. [Allah'ın "biz günleri bazen lehe bazen aleyhe döndürürüz" hükmü gereğince kainatın yaratılışından, varlıkların ortaya çıkışından, Adem'in hamurunun yoğruluşundan, ümmet kabilelerinin gruplara ayrılışından beri, her başlangıcın bir sonu, her işin bir hesabı, her ülkenin bir sınırı, her kapalılığın bir açıklığı vardır; gerçeği sabittir ve bu zıtlıklar oluş ve yok oluş âleminde, cisimlerin ve cesetlerin dünyasında birbirinin eşi ve ikizidirler.
Sayfa 318 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İbretlik
Ölümden kim ola ki bula necât Çün oldu cihân menzili hâdisât Kişi ger fakir ola, ya padişah, Yiri akibet ola hâk-i siyâh. Hüner-mend olursa ya bîhüner, Ölümden kaçan kurtula serbeser? Kimsenin öldiğine olma şâd, Ki bu çarh kimseye vermez murâd. Kânı Âl-i Selçûk ü Sâsânîler? Kânı Deylemîler ü Horâsânîler? Demâdem ecel câmını içtiler, Pey-â-pey adem mülküne göçtüler. Cihân bunları şöyle kıldı nihân, Ki bilmez kimesne bunlardan nişân...
Sayfa 20 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu