Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Selefiliğe 70 Soru

İsam el-İmad

Selefiliğe 70 Soru Sözleri ve Alıntıları

Selefiliğe 70 Soru sözleri ve alıntılarını, Selefiliğe 70 Soru kitap alıntılarını, Selefiliğe 70 Soru en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Resûlullah (s.a.a.) onun için şu hadisleri zikretti: “Ali, Kur’an ile beraberdir. Kur’an da Ali iledir.” “Size Allah’ın Kitabı’nı ve Ehl-i Beyt ’imi bıraktım.”
Ehl-i Beyt hakkında hiçbir şey bilmiyorduk. Görmezden gelme kültürü vardı. Allah bize bu uydu kanallarından Ehl-i Beyt’i anlatmamıza fırsat verdi; ama onlar hâlâ görmezden geliyor, üzerini örtüyor ve halkı aldatmaya devam ediyorlar. Çünkü özellikle Ehl-i Beyt mezhebini görmezden gelmek planlı ve üzerinde çalışılmış bir yönelimdir. Eğer onlara ben Şâfiî mezhebinden ya da Mâlikî mezhebindenim dersen saygı duyarlar, Haricîyim dersen yine saygı duyarlar, ben Zâhirîyim dersen hürmet ederler. Ama ben Caferî mezhebi ndenim dediğin an hemen büyük tepki verir, “Eûzubillah! Allah sana lanet etsin! Küfür mezhebine mi girdin, Râfızîlerin mezhebine mi geçtin!” derler! Hâşâ Ehl-i Beyt mezhebi küfür mezhebi oldu!
Reklam
Müslümanlar, materyalist laik zihniyetli olup İslam kültürünü ortadan kaldırmak isteyenler ile İslam kültürünün müşriklerin kültürü olduğu gerekçesiyle yok edilmesi gerektiğini söyleyen iki tehlikeli güruh ile karşı karşıya geldi. Bu güruhlardan ilki olan maddeciler, İslam kültürünün çağın gerisinde kaldığını savunurken, ikinci topluluk Selefîler ise Muhammed Abdülvehhab ve İbn Teymiyye’ye ait olanlar dışında üçüncü yüzyıldan sonra yazılan tüm eserlerin yakılması gerektiğini savunarak aynı sonuca hizmet ediyor.
Bana kalırsa Selefîler aklî ilimler ile meşgul olmadıkları sürece dini anlamayacak ve yoldan sapmaya devam edecekler.
Resûlullah (s.a.a.) Selefî anlayışa göre de üzerinde fikir birliği sağlanmış sahih hadisinde şöyle buyurdular: “Ehl-i Beyt ’im ümmetimin ihtilaf etmemesi için emandır.” On İki İmam hadisinde de Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurdu: “On iki halife size hükmettikçe din her zaman aziz ve ayakta kalacaktır.” Neden? Çünkü ümmet arasında ihtilaf başarısızlığa sebebiyet verir, dinin farklı ve birbirine zıt şekilde anlaşılmasına, ümmet arasında ayrılığa yol açar, ümmet bölünür. Resûlullah (s.a.a.)’ten sonra birbirlerini ateşe atanlar, ümmetin sert bir şekilde düşmesine sebep oldular. Çünkü onlar, nebevî kadroya bağlı kalmadılar. Nebî (s.a.a.) on iki kişiyi belirleyerek dinin “On İki İmam ” ile korunacağını söyledi. Resûlullah (s.a.a.) bundan dolayı “Ehl-i Beyt ’im ümmetimin ihtilaf etmemesi için emandır.” buyurmuştur. On İki İmam hadisi de bunu açıklıyor. Bu hadis sahihtir, bizimle aynı şekilde diğer Sünnî hadis imamları da bu rivayeti doğrular.
Resulullah’ın (s.a.a) mirası meselesi
Fahreddin er-Razi diyor ki: “ Resulullah (s.a)’ın miras hükmü ile ilgili olan bu konuyu, mirasçısı olmayan birine haber vermedi makul müdür? Müslüman alimlerin icmasınca Ebu Bekir, Resululllah’ın mirasçısı değil, arkadaşıdır. Yani Resulullah kendi mirası hakkındaki hükmü arkadaşına açıklıyor öyle mi? Peki bu mantıklı mı? Resulullah doğrudan kendi varislerini ilgilendiren bu meseleyi, niçin evlatlarına değil de arkadaşına açıklasın? Resulullah kendi kızı için “ Dünya kadınlarının efendisi.” derken, onu doğrudan ilgilendiren bir mesele hakkında niçin başkasına açıklama yapsın? Ya da “Cennet gençlerinin efendileri” olarak tanımlanan Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin dururken niçin verasete hakkında başkasına bilgilendirme yapsın? Yahut Resulullah, “Müminden başkası seni sevmez, münafıktan başkası da sana düşmanlık yapmaz.” dediği damadı ve amcasının oğlu Hz. Ali dururken, mirası ile ilgili hükmü arkadaşına anlatmadı mümkün mü? Bu gerçekten tuhaf durumdur.
Reklam
Fatıma (s.a) hakkındaki tüm bu sorunlar ve atılan iftiralar tek bir noktaya dönüyor. Ebu Bekir'in Fatıma (s.a)'ya ısrarla yönelttiği ''delilin nedir?'' sorusu. Niçin bu konuda Ehl-i Sünnet imamı Süheyli'nin görüşünü benimsemiyoruz? Süheylî diyor ki? ''Rresulullah (s.a.v)'in kızı Fatıma (s.a) için söyledikleri, bu olayda kimi tercih etmemiz gerektiğini bize açık şekilde gösteriyor. Biliyoruz ki Hz. Resulullah (s.a.a) ''Fatıma benim parçamdır. O'na eziyet eden bana eziyet etmiştir.'' diyor. Öyleyse ilk halifeyi Fatıma'ya tercih etmek, Ebu Bekir'i İslam ümmetinin aziz Peygamberi Muhammed (s.a.a)'e tercih etmektir!
Selefîliğin yayılması ve gayb kavramları hakkında iyi düşünmek gerekiyor. Marksizmden Selefiliğe geçen ve daha sonra Selefeği terk eden bir arkadaşıma başlangıçta Selefeliği niçin tercih ettiğini sorduğumda şu cevabı vermişti: “Ben Marksizm ile Selefeliği birbirine çok yakın bulmuştum. Çünkü Selefi’lerin gayb inancı, dünya tarihinde görülmüş tüm mezheplerden daha az.”
İnsanları birbirinin boğazını bıçakla kesmeye götüren Selefî düşüncenin en büyük problemi akıl ile savaşmasıdır. Selefî mezhebinin kurucusu İbn Teymiyye’nin problemi aklı (aklî yöntemleri) reddetmiş olmasıdır. İbn Teymiyye iki anaç etrafında aklı reddetmiştir. Bunlardan ilki, Gazali’ye karşı savaşmaktır. Çünkü Gazali, mantık ilminin en kuvvetli savunucularındandır. “Mantık ile uğraşan kişi dinden çıkmıştır.” diyen İbn Teymiyye, bu sözü ile İmam Gazalî’nin dinden çıktığını kastetmektedir.
“Selefi olduğum günlerdeki araştırmalarım esnasında, bu mezhebin iki kişiyi reddetme üzere kurulduğunu keşfettim. Bu kişiler, İhta’ü ‘ulumi’d-din’in yazarı İmam Gazzalî ile Fahreddin er-Razî’dir. İbn Teymiyye’nin kültürü hakikatte bu iki kişiyi reddetmek üzerine bina edilmiştir.”
Reklam
Halife, dünya kadınlarının efendisi ve Peygamber kızı Hz. Fatıma'dan daha mı üstün?
Halid b. Velid'in zina etmesini affederek buna da tevil demek
Ömer b. Hattab, konu hakkında Ebu Bekir'e ''Halid, Malik b. Nüveyra'nın eşiyle zina etmiştir.'' dedi. Yani sahabeyi öldürdüğü gün karısıyla birlikte olmuş. Bu kadın o zaman daha hâlâ evli sayılıyordu; çünkü iddet süresi geçmemişti ve kocası öldürülmeden önce boşanmamıştı. Ömer b. Hattab buna dayanarak '' Bu zinadır, onlar recmedilmelidir.'' dedi. Ebu Bekir de ona ''tevil'' edildi, diye cevap verdi. Burada yeni ictihadproblemi başlıyor. İctihad konusunda âyet ile çelişen yeni bakış açısı, onlara güya sevap kazandırıyor. Ve bu tevile göre Halid b. Velido kadınla zinaettiğinde sevap kazandı. Allah’ın “Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır.” âyetine karşın katil olan Halid, onlara göre sevap kazanıyor. Sanki bu âyet değil de sadece bir şiirmiş gibi, adam öldüren ve zina işleyen bir katil sevap kazanıyor! Sanki bu ayet yokmuş gibi muamele ediliyor, ayet bir kenara itiliyor! Çünkü tevilkapısı ve yeni ictihad anlayışı her şeye açıktır.
Sudanlı âlim Hasan Turabi’ye Vehhabiliğin mezarlık hükümlerini niçin kabul etmediği sorulduğunda şu cevabı vermişti: “Saraylarla mücadeleyi bize bırakmak için onları mezarlık meselesiyle uğraştıran Allah’a hamdolsun!”
Mevcut gerçekler Buhari, Müslim ve Ebu Davud’da yer alan Mehdi’nin, Muhammed b. Hasan-el Askeri olduğu hakikatini ortaya koyuyor. Selefi kardeşlerime bu gerçekleri keşfedebilselerdi için İmam Sıbt Cevzî’n “Tezkitetü Havâs” kitabını okumalarını tavsiye ediyorum. Çünkü bu kitapta kurtuluş var! Vehhabîlerin bu kitabı yasaklamalarına da hayret ediyorum! Çünkü eğer onların iddia ettiği gibi Mehdi (a.s) inancının hurafe olduğu gerçek ise bu konunun açığa kavuşmasından niçin korkuyorlar?
Selefî kardeşlerime sormak istiyorum, binlerce tefsir aliminin hepsinin hata etme olasılığı var da Şeyh Abdülvehhab’ın neden yok?
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.