Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Senin İçin Ey Demokrasi

Necati Cumalı

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Sermaye Sınıfının Kamu İhalesinden Koparılmaları, Sistem Değişirse Olur
Yassıada'da, Demokrat Parti yöneticileri, memleketi görünmez bir ağ gibi saran bu küçük diktatörler şebekesinden koparılmış olarak yargılandı, gerçek suçlu, bu küçük diktatörler ise tahtlarında kaldılar. Politikaya atılan kimi kişilerin şimdi de gözünden kaçan budur. Doktrine dayanmayan, sömürme, çıkar esasına göre gelişmiş bu partilerin kadroları içinde, bu partilerin başına geçmekle, bu küçük diktatörlerle onları besleyenlere söz geçirebileceklerini sanırlar. Bu küçük diktatörlerin buyruklarına boyun eğmedikçe, geçtikleri yerde bir saat kalamayacaklarını anlamak bilincinden yoksundurlar. Bunun içindir ki, muhalefet dönemlerinde ne derlerse desinler, hangi hakları savunurlarsa savunsunlar, bu küçük diktatörlere dayanarak iktidara gelecek her parti başarısızlığa, halkın önünde yalancı çıkmaya hüküm giymiştir. Memleketimizde, bu küçük diktatörlerin saltanatına son verecek, köklü dönüşümler gerçekleştirilmedikçe, kurulacak her iktidar halka karşı olacak, demokrasi gelişmeyecektir. Temmuz 1965
Sayfa 136 - 3. baskı - Mayıs 1997
100 Yıllık Türkiye Cumhuriyeti'nde Serzenişler Hep Nasıl Aynı Kalır?
Durumunuzdan, yaşayışınızdan, memleketin gidişinden memnun değilseniz çevrenize bir bakın. Bugüne bakın, düne bakın, geçen yıllara bakın. Böyle böyle bugünden beş yıl, on yıl, yirmi yıl öncesine, hatırlayabildiğiniz kadar geride kalan yıllara inin. Başınızda dikilen bir takım asık suratlı, bencil, insafsız, çıkarından başka hak, başka kanun tanımayan kişiler göreceksiniz. Sanki herbiri başınıza ayrı bir bela kesilmiştir. Sanki onlar alacaklı siz borçlusunuz. Sanki onlar iyi siz kötüsünüz. Sanki onlar haklı siz suçlusunuz... Temmuz 1965
Sayfa 133 - 3. baskı - Mayıs 1997
Reklam
Batı'da Nevruz, Dionysos Şenliği; Mezopotamya'da Newroz, Kawa Şenliğidir
Çocukluğumuzun geçtiği kasabada, halkın, coşku ile Nevruz bayramını kutladığını anımsarım. Kadınlar erkekler en yeni giysileriyle kırlara giderler, yer içer, manilerle niyet çekerek, doğanın yeniden doğuşuyla umuda kapıldıklarını açığa vururlardı. Ege'nin birçok kentlerinde kutlanan mesir bayramları bu nitelikteydi. 31 Mart 1973
Sayfa 152 - 3. baskı - Mayıs 1997
Asılan 3 Vekil, Kanlı Perşembe'de Katledilen 3 Vatandaşın Karşılığıydı
Liseden arkadaşım Demokrat Partili eski bir milletvekilinin bir sözü aklıma geliyor. 27 Mayıs öncesi, 28 Nisan olaylarından söz ederken; "Ne yani bu gürültü patırdı? Topu topu ölen üç kişi!" Donmuş kalmıştım. Koestler, İspanyada Ölüm Güncesi'nin başına Malraux'nun şu sözlerini almış: "Bir hayat hiç bir şey değildir. Ama hiç bir şey de bir hayat değildir." Batı düşüncesi hiç bir şeyle ölçülemeyecek değerde görür insan hayatını. Politikacının alafrangası ise oltaya gelen palamut yerine koyar.
Sayfa 139 - 3. baskı - Mayıs 1997
Kamucu Sermaye Sınıfının Burjuva Diktatörlüğü Siyaseti Yönlendirir
O zamana kadar küçük bir grubun elinde olan çıkarların dağıtılmasında, çekişen iki parti arasında bir cömertlik yarışıdır başladı. Yarış büyük lokma yarışıydı. İki partinin de oy simsarları o lokmayı kapabilmek için koşuyorlardı. Halk da, bu toprak ağalarının, toptancıların, yüksek aylıklıların yarışına, sonunda eline ne geçeceğini düşünmeden katılarak yan tutuyordu. 1950'ye kadar C.H.P. iktidarı nasıl bu oy simsarları, küçük diktatörler elinde memleket haritasını saran bir diktatörlük durumuna geldiyse, 1950'den sonra eş soydan oy simsarları, küçük diktatörler elinde, Demokrat Parti iktidarı da bütün yurdu üstünde soluk alınamayan korkunç bir diktatörlük durumuna getirdi. 1950 öncesinin C.H.P. yöneticileri nasıl bu küçük diktatörlere baş eğmek zorunda kalmışlar, bu küçük diktatörlere partileri saflarında en geniş yetkileri bağışlamışlarsa, 1950 den sonra gelen Demokrat Parti yöneticileri de, bu küçük diktatörlerin elinde birer oyuncak oldular sadece. Suçları, kusurları, bu diktatörlere baş eğecek yaradılışta olmalarından, ya da bu küçük diktatörler arasından seçilmelerinden geliyordu.
Sayfa 135 - 3. baskı - Mayıs 1997
Ülke Tarihini 1. Ağızlardan Okudukça Aynı Yanlışları Görmek Çok Acı
Tek parti döneminde kadrolar doldukça, bu gibilerin bazıları açıkta kalmaya başladılar. Çok partili dönemin başlangıcına kadar açıkta kalan bu türlü çıkarcıların sayısı gittikçe arttı. Her köyde, her ilçede, her ilde, birbiriyle çekişen, çıkar, menfaat grupları türedi. Memleketimiz çok partili hayata bu çıkar gruplarının birbirleriyle boğazlaşmaya hazır oldukları bir durumda girdi. Halk siyasal çarpışmanın gerekli koşullarından yoksundu. Okutulmamıştı. Düşünce hazırlığı, program hazırlığı yoktu. Siyasal doktrinlerden habersizdi. Okuyanlar, bu çıkarcılara yanaşmadıkça, boyun eğmedikçe mesleklerinde ilerleyemiyorlardı. Üstelik de okuyanlar, okumuşluklarıyla, halktan ayrı bir sınıf olmakla öğünüyorlardı. Halk, bu türlü okumuşlarca hor görülmekten, çıkarcılar elinde ezilmekten, geçim sıkıntısından, topraksızlıktan, kredisizlikten, çalıştığı iş yerlerinde hakkını alamamaktan canından usanmış bir durumdaydı. Baştakiler olmasın da kim olursa olsun diyordu. İşte halk, tek parti döneminin açıkta kalan çıkarcılarının toplandığı Demokrat Partiye böyle sarıldı.
Sayfa 134 - 3. baskı - Mayıs 1997
Reklam
Gerçekten Bir Ülke Neden Aynı Hataları Tekrarlamaktan Arlanmaz?
Devir tek parti devri, C.H.P. iktidarda mı, iyi hatırlayın, o günlere yetişmişlerse toptan Halk partili görünürlerdi bunlar. Çıkarlarına yan bakana dişlerini gösterirlerdi. Bizim genç cumhuriyetimizi bir halk yönetimi olmaktan çıkaran, genç demokrasimizi düşünceden yoksun bir kemik kavgası haline getiren bu gibiler oldu. Vatandaşlar arasında ikiliklerin, düşmanlıkların kaynağı bu gibilerin katından kaynadı. Astıkları astık, kestikleri kestik, yukarıya yalan haberler uçurup, 1946 ya kadar bu gibiler, en büyük illerden en küçük köylere kadar halkın canını burnundan getirdiler. Temmuz 1965
Sayfa 133 - 3. baskı - Mayıs 1997
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.