Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yaşasaydı Âşık Olurdum

Sevgi Soysal

Erdal Doğan

En Eski Sevgi Soysal Sözleri ve Alıntıları

En Eski Sevgi Soysal sözleri ve alıntılarını, en eski Sevgi Soysal kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hatırlamak, geçmişi düelloya davet etmeye benziyor. Yaralanan, hep hatırlayan oluyor.
1940'lı yılların çocukları, milli bayramları bayram olarak bilir ve öyle büyürlerdi... Ankara'da bayramlar, savaş öncesinde de savaş sonrasında da tam anlamıyla görsel bir şölen halinde geçerdi. Bu görsel şölenin en önemli öğeleri, evlere asılan bayraklardı.
Sayfa 16 - EVEREST YAYINLARI
Reklam
Nezim ve akıl almaz soruları.. :)
... Nezihe Hanım’a, “Sizinle Sevgi Soysal’ı konuşmak istiyorum. Hangi gün müsait olursu­nuz?” dediğimde, bana sorduğu soruyu hiç unutmuyorum, “Bir mutfak tüpü kaç para olmuş, haberin var mı senin?” Haberim vardı, hemen yanıtladım: “15 milyon." Şaşırmıştı, “Tamam çocuğum, perşembe günü gel, hem Salim Amcan biraz daha iyi olur o güne kadar.”...
VII-Nezihe Meriç/Kitabı okudu
... Alman mimar, güncesinde Türkiye’yi anlatırken, “Burada sadece mekânın dışında değil, zamanın da dışındayım,” diye bir not düşer. Bu satırlarla, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, “Ne içindeyim zamanın/ne de büsbütün dışında,” dizesiyle ciddi bir yakınlık kurmak, yanlış olmasa gerektir.
Sayfa 19 - Mimar Bonatz’ın 1947 tarihli güncesinden,,Kitabı okudu
Sessizce bir kenara oturup, kendisine hal hatır sorulmasını bekleyen, bir şey sorulduğunda cevap verip, sorulmadığında susan bir tip değildi Sevgi. Bulunduğu her ortamda varlığını hissettirirdi. Kimilerine göre ‘aşırı faal bir insandı’. Bu bir olumsuzluktan öte ‘baş edilmesi güç’ anlamında söylenirdi. Ondan, saatlerce bir koltukta bir şeyler okuyarak birilerini beklemesi istenemezdi; çünkü hemen koltuğu ters çevirip, karşısında dans edebilirdi. Yüreği gibi bedeni de kıpır kıpırdı. İçinde kaybolmamış bir çocukluk vardı.
Reklam
“Sana söyleyemediklerimi karıncalara söyliyeceğim, bozkıra, senden benden yalnız.”
Beklenmedik anda birinin başına bir şey düşse, bu tuğla da olsa güler insan. Hatırladı, güldü kadın: kendi başına düşen tuğ­layı bir kez daha seyretti. Adam kalktı, sarı bir yüzle. Ağlıyor, aman, eski şampanya köpükleri ve kuş cıvıltıları gibi, kilisede evlenen bir çifti kutsayan bir rahip gibi, yüznumara duvarına çi­zilmiş ayıp resimler gibi, ağaçlara oyulmuş kalpler, sevgili adla­rı gibi. Bütün bu görüntülerin bir yerlerinde ağlayan bir erkek vardır.
Tante Rosa, Sevgi’nin yeni bir insanı, daha doğrusu yeni bir kadını yarattığı ve bir yazar olarak asıl çıkışını yaptığı ikinci kitabıdır. ilk kitabı Tutkulu Perçem’deki karamsar ve umutsuz ka­dının yerini, bu kitapla birlikte hayatı içinden geldiği gibi yaşa­mak isterken, olmadık sorunlarla karşılaşan bir başka kadın alır.
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.