Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
- Hüseyin Nihal Atsız-
Seni ancak sen öldürebilirsin. Bir mektup yazılacak ise bilet niteliği taşımalıdır, arkadakileri üzmemek için, birkaç şiir bile yazabilirsin içine, güzel olmasına özen göstermeye gerek yoktur. Çünkü ölen insanların şiirleri değerlidir.
"Dünyamız, her zamanki halinden daha da çalkantılı bir hâl
aldı. Her yerde kin ve nefret var, siyasi fikirler kendi içlerinde bile
farklı farklı akımlara bölündüler. Dinler gün geçtikçe çoğalıyor ve
dünyaya daha fazla zarar veriyorlar. Her din kendi içinde çeşit çeşit
mezheplere bölünmüş durumda ve birbirlerine kin gütmektedir.
Bazı eski
Dinleyin şu taşı, dinleyin toprağı,
Gökden bir kız inmiş dinleyin aşığı..
Saçları ipektenmiş, gözü mercan
Gaşları çekilmiş kılıçmış, kından
Dudağı ateşmiş, sıcakmış kordan
Gökten inmiş bu kız dinleyin aşığı.
Saçlarını ördüm de geçtim candan
Gören vazgeçmiş padişah kızından
Gözleri savaşır, bir ok, bir kalkan
Gökten inmiş bu kız dinleyin Hasan'ı.
Gündüzü çalan, gece uyutmayan,
Yüzü hem avcıdır hem de bir ceylan,
Rüyalarımda rahat bırakmayan,
Gökten düşmüş bu kız dinleyin aşığı.
Dinmez artık bu yaramdan akan kan,
Deli etti beni, deli oldum can,
Paspas edip ezeydi iyiydi can,
Gökten inmiş bu kız dinleyin bu deli Hasan'ı.
Dinleyin şu taşı, dinleyin dağları,
Gökten bir kız inmiş dinleyin aşığı...