Bir gün Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem kabristana geldi ve: "Selam size ey mü'minler diyarı! İnşallah biz de size katılacağız. Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim." dedi. Ashâb-ı kirâm:
"Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah?" dediler. Resûl-i Ekrem:
"Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır." buyurdular. Bunun üzerine ashâb:
"Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah'ın Resûlü?" dediler. Peygamber Efendimiz:
"Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?" diye sordu. Sahâbe:
"Evet, tanır, ey Allah'ın Resûlü." dediler. Resûl-i Kibriyâ:
"İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nûrlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler. Ben havuzun başına onlardan önce varacağım." buyurdular.
Sayfa 439 - Müslim, Tahâret 39, nr. 249; İbni Mâce, Zühd 36. nr. 4306.