Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şifa-i Şerif Şerhi 2

Kadı İyaz

En Eski Şifa-i Şerif Şerhi 2 Sözleri ve Alıntıları

En Eski Şifa-i Şerif Şerhi 2 sözleri ve alıntılarını, en eski Şifa-i Şerif Şerhi 2 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Abdullah ibni Mes’ûd’un anlattığına göre, bir gün Fahr-i Cihân Efendimiz ashâbıyla otururken, içlerinden birinin kendisiyle gelmesini söyledi. îbni Mes’ûd da onunla beraber çıktı. Mekke’nin yukarı taraflarına varınca, uzakta birtakım karaltılar gördüler. Peygamber Efendimiz yere bir çizgi çizerek Abdullah’a: “Ben gelinceye kadar burada bekle, çizgiyi geçme!” buyurdu. Peygamberler Sultanı Efendimiz bütün bir gece, yanlarına gittiği kimselerle konuştu; ortalık ağarmaya başlayınca dönüp geldi. Abdest alıp namaza durmak üzereyken, kendileriyle görüştüğü kimselerden ikisi gelerek onunla namaz kılmak istediklerini söyledi. Peygamber Efendimiz de onları Abdullah ibni Mes’ûd ile beraber saf düzenine koyarak namaz kıldırdı. Namazdan sonra îbni Mes’ûd, bunların kim olduğunu sorunca, Peygamber aleyhisselâm onların Nasîbîn cinleri olduklarını, aralarındaki bazı anlaşmazlıkları çözmek için onlarla konuştuğunu söylemişti. | Ahmed ibni Hanbel, Müsned, I, 458-459
Sayfa 238 - Tahlil Yayınları
İhtiyarlık döneminde bile her yıl bir savaşa katılan Ebû Eyyûb el-Ensârî, 49 (669) yılında yapılan ilk İstanbul kuşatmasına katıldı. Kuşatma devam ederken hastalandı ve vefât etti. Vasiyeti üzerine surlara yakın bir yere defnedildi. Bu aziz sahâbî, Peygamber Efendimiz’in hadislerine çok değer verirdi. Mü’minin hatâsını görmezden gelme konusunda hem kendisinin hem de Ukbe bin Amir’in Peygamber-i Zîşân’dan duydukları bir hadisi, ikisinden başka bilen bir sahâbî kalmadığı için, bu hadisi onunla sadece müzâkere etmek maksadıyla Medine’den kalkıp Mısır’a gitmişti.
Sayfa 28
Reklam
Ya’lâ bin Mürre şöyle demiştir: “Resûl-i Ekrem ile olan yolculuğumuz sırasında bir yerde konakladık. Peygamber Efendimiz yatıp uyudu. O sırada bir ağaç yeri yara yara geldi. Resûl-i Ekrem’in yanında durdu, sonra tekrar yerine döndü. Allah’ın Resûlü uyanınca bu olayı kendisine anlattım. O zaman şöyle buyurdu: “O, Resûlullah’a selâm vermek için Aziz ve Celil olan Rabbinden izin isteyen ağaçtır. Rabbi de ona izin vermiştir’ Ahmed ibni Hanbel, Müsned, IV, 173; Heysemî, Mecma u’z-zevâid, IX, 6.
Sayfa 49
Mütevâtir hadis; aklın ve âdetin yalan üzere birleşmesini imkânsız gördüğü bir topluluğun, senedin başından sonuna kadar yine kendileri gibi bir topluluktan rivâyet ettiği sahîh hadis demektir.
Sayfa 54
Hasan-ı Basrî (v. 110/728), hurma kütüğünün inlemesi hâdisesinden söz ederken ağlar ve şöyle derdi: "Ey Allah’ın kulları! Bakınız, bir odun parçası, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin yüce mertebesinin farkında olduğu için ona muhabbet besliyor ve hasretini çekip ağlıyor. Siz ondan daha fazla Resûlullah hasreti çekmeli ve onun cemâlini özlemelisiniz." Ebû Ya‘lâ, el-Müsned (Esed), V, 142-143, nr. 2756.
Sayfa 58
Abdullah ibni Mes’ûd radıyallahu anh: “Biz sahâbîler, yemek yenilirken yemeğin ‘sübhânallah’ diye Allah’ı tesbîh ettiğini duyardık” demiştir. Buhârî, Menâkıb 25, nr. 3579
Sayfa 60
Reklam
Hz. Âişe şöyle demiştir: “Peygamber âilesinin evcilleşmiş bir hayvanı vardı. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem evden çıkınca bu hayvan sıçrayıp oynar, oradan oraya koşup dururdu. Peygamber aleyhisselâmın evde olduğunu hissedince, onu rahatsız etmemek için yatar ve sessizce yerinde dururdu.” Ahmed ibni Hanbel, Müsned, VI, 112, 150, 209. *Bu evcil hayvanın bir koyun olduğu söylenmektedir.
Sayfa 66
Peygamber Efendimiz’in devesi, “kulağı yarık” anlamında Adbâ diye anılırdı. Enes ibni Mâlik radıyallahu anh, onun hakkında şöyle bir olay nakletmiştir: “Resûlullah’ın devesi Adbâ, yarışta birinciliği başkasına kaptırmazdı. Bir gün devesine binmiş bir bedevi geldi ve yarışta onu geçti. Bu durum Müslümanlara pek ağır geldi. Bu hâli farkeden Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Dünyada yükselen bir şeyi alçaltmak, Allah’ın değişmez kanunudur." Buhârî, Cihâd 59. nr. 2871-2872, Rikâk 38, nr. 6501; Ebû Dâvûd, Edeb 8, nr. 4802; Nesâî. Hayl 14, nr. 3590
Sayfa 73
Seleme bin Ekva’ın azatlı kölesi olan tâbiîn neslinden Yezîd ibni Ebî Ubeyd diyor ki: “Seleme’nin bacağında bir kılıç izi görüp bunun nereden kaldığını sormuştum. Bana şunları söyledi: “Ben bu yarayı Hayber günü aldım. Halk ‘Ebû Seleme yaralanmış’ diye söylenmeye başladı. , Kalkıp Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemin yanına gittim. Efendimiz, yaranın yerine üç defa tükürür gibi yaptı. O gün bugün bacağım bir daha ağrımadı” Buhârî, Megâzî 38, nr. 4206
Sayfa 94
593 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.