Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sıfatü's-Safve'den Resulullah (sav) ve Aşere-i Mübeşşere Hayatları ve Faziletleri

İbnü`l-Cevzi

Sıfatü's-Safve'den Resulullah (sav) ve Aşere-i Mübeşşere Hayatları ve Faziletleri Gönderileri

Sıfatü's-Safve'den Resulullah (sav) ve Aşere-i Mübeşşere Hayatları ve Faziletleri kitaplarını, Sıfatü's-Safve'den Resulullah (sav) ve Aşere-i Mübeşşere Hayatları ve Faziletleri sözleri ve alıntılarını, Sıfatü's-Safve'den Resulullah (sav) ve Aşere-i Mübeşşere Hayatları ve Faziletleri yazarlarını, Sıfatü's-Safve'den Resulullah (sav) ve Aşere-i Mübeşşere Hayatları ve Faziletleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sen mi delisin yoksa o mu deli?
Asmai diyor ki: Sa'dun el-Mecnun'un yanından geçtim, baktım ki sarhoş bir ihtiyarın yanında oturmuş, sineklerini kovuyor. Ona: "Sa'dun, niçin bu ihtiyarın başında oturuyorsun?" dedim. O da: O delidir, dedi. Ben de: "Sen mi delisin yoksa o mu deli?" dedim. Hayır. O delidir, dedi. Ben de: "Bunu nereden söylüyorsun?" dedim. O da: Çünkü ben öğle ile ikindiyi cemaatle kıldım, o ise ne cemaatle ne de tek başına kılmadı, dedi.
Sayfa 657 - BAĞDATTAKI AKILLI SEÇKİN DELILER:
Yahya bin Eyyub diyor ki: Bir gün Horasan kapısı mezarlığına çıktım, sonra mezarlığa girip çıkanları göreceğim bir yere oturdum. Baktım peçeli bir adam mezarlığa girdi. Kabirler arasında dolaşmağa başladı. Kazılmış veya çökmüş bir mezar gördükçe yanında durup ağlıyordu. Ondan yararlanmak ümidi ile kalktım, ona geldim ki Bunak Sa'dun. Abdullah bin Malik kabristanında bir kulubede yaşardı. "Ey Sa'dun, ne yapıyorsun?" dedim. O da: "Ey Yahya, oturur musun, şu bedenler çürümeden ve ağlayanları kalmadan önce onlara ağlayalım?" dedi. Sonra da: Ey Yahya, Allah'a gelmekten ağlamak bizim için çürümüş bedenlere ağlamaktan daha evladır, dedi. Sonra da: "Amel defterleri açıldığı zaman" (Tekvir: 10) ayetini okudu. Sonra şiddetli bir şekilde haykırdı: Allah'ım amel defterimle yüzleştiğim zaman bana imdat eyle, dedi. Yahya diyor ki: Ben bayıldım, ayıldım ki oturmuş yeni ile yüzümü siliyor ve: "Ey Yahya, eğer ölseydin senden daha şerefli kim olurdu?" diyordu.
Sayfa 655 - BAĞDATTAKİ AKILLI SEÇKİN DELİLER:
Reklam
Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer.
Allah Nebisini yanına almak istedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ruhunu teslim edince şeytan çadırını kurdu, katladıklarını açtı ve ağını gerdi. Kötü insanlar niyetlerinin gerçekleştiğini zannettiler. Halbuki hiç de öyle değildi, kaçacak yer yoktu. Çünkü babam Sıddik aralarında idi. Kollarını ve eteğini çemreyerek kalktı, adamlarını ve çevresini topladı. Kabuğuna çekilmiş İslam'ı yeniden açtı. Dağınıklığını topladı. Eğrilen mızrağını doğrulttu. Onun ayak basması ile münafıklık dağıldı, din yeniden canlandı. Hakkı ehline verip de kafalar rahat edip akan kanlar durunca ölümü geldi. Açılan gediği hakta onun bir benzeri, davranış ve adalette bir parçası olan Ömer bin Hattab kapattı. Allah için olsun, onu doğuran ana ne imiş! Onu eşsiz doğurmuş. O da kafirleri hor ve zelil etti, şirki darmadağın etti. Yerin karnını yardı. O da ne yemişse geri kustu. Ömer de ondan yüz çevirdi, dünya ona geldi, o ise tenezzül etmedi. Ona karşı takvalı davrandı. Onu aldığı gibi bıraktı.
Sayfa 375 - HZ. AİŞE RADIYALLAHU ANHA'NIN GÜZEL KONUŞMASI.
HZ. AİŞE'NİN KEREM VE ZÜHDÜNDEN BİR NEBZE:
Atá diyor ki: Muaviye, Hz. Aişe'ye mücevherle süslü bir altın halka gönderdi, yüz bin dirhem değerinde idi. Hz. Aişe de onu Peygam ber sallallahu aleyhi ve sellem'in eşlerine dağıttı. Hz. Aişe'nin yanına gelip giden Ümmü Zerre diyor ki: İbn Zübeyr ona iki çuval dolusu para gönderdi, sanırım yüz seksen bin dirhem idi. O da, bir tabak istedi, oruçlu idi. Oturup onu insanlara dağıtmağa başladı. Akşam yanında ondan bir dirhem kalmamıştı. Akşam olunca cariyesine: Kızım, iftarlığımı getir, dedi. O da ekmek ve zeytinyağı getirdi. Cariye ona: Bugün dağıttığından bir dirhem artırsaydın, et alır onunla iftar ederdik, dedi. O da: Bana çatma, hatırlatsaydın yapardım, dedi. Urve diyor ki: Hz. Aişe'yi gördüm, yetmiş bin dirhem dağıttı, oturmuş gömleğini yamıyordu.
Sayfa 372
Hz. Aişe diyor ki: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Zeyneb'e benim hakkımda ne bildiğini, ne gördüğünü ve kendisine ne ulaştığını sordu. O da: Ya Resulallah, Allah sana salat etsin, işitmediğim ve duymadığım bir şeyi söyleyemem, Allah'a yemin ederim ki ben onun hakkında hep iyilik bilirim, dedi. Zeynep Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in hanımları arasında hep benimle rekabet ederdi. Allah takvası sebebiyle onu benim hakkımda kötü bir şey söylemekten esirgedi.
Sayfa 371
Ebu Bekir es-Siddik radıyallahu anh, akrabalığından dolayı Mistah'a yardım ederdi. Allah'a yemin ederim ki ona, Aişe'ye bunları dedikten sonra hiçbir şey vermeyeceğim, dedi. Allah teala bunun üzerine de: "Içinizden fazileti ve mali imkanı olanlar akrabalara bir şey ver- memeğe yemin etmesinler... Allah'ın sizi bağışlamasını istemez misiniz? Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir" (Nur: 11-22) ayetlerini indirdi. Ebu Bekir es-Siddik da: Ben Allah'ın beni bağışlamasını isterim, dedi ve Mistah'a eski yardımına devam etti. Ondan yardımımı hiçbir zaman kesmem, dedi.
Sayfa 371
Reklam
Amr bin As, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e geldi: "Kadınlardan en çok sevdiğin kimdir?" dedi. O da: Aişe, dedi. "Erkeklerden?" dedi. O da: Babası, dedi. "Sonra kim?" dedi. O da: Sonra Ömer, dedi (Buhari-Müslim).
Sayfa 364 - Buhari, Kitabu fedailis sahabe, babu kavlin nebiyyi, velev küntü müttehizen, hadis: 3672; Müslim, Kitabu fedailis sahabe, bab min fedaili Ebi Bekr, hadis: 8.
Hz. Aişenin künyesi
Abbad bin Hamza diyor ki: Hz. Aişe, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e: "Bana bir künye vermeyecek misin?" dedi. O da: Oğlun (yeğenin) Abdullah bin Zübeyr'in künyesini al, dedi. Ondan sonra kendisine, Ümmü Abdullah derlerdi.
Sayfa 364 - AİŞE BİNT EBU BEKİR ES-SIDDİK RADIYALLAHU ANHA
FUDAYL BİN İYAD ve Harun Reşid
Ey Mü'minlerin Emiri, bana ulaştığına göre bir valisi Ömer bin Abdülaziz'e şikayet etmiş. Ömer de ona şöyle yazmış: Ey kardeşim, sana cehennemliklerin cehennemde ebedi kalmakla beraber uzun süre uykusuz kalacaklarını hatırlatırım. Sakın ola ki Allah katından çevrilesin de sonunda bütün ümitlerin kesile. Vali mektubu okuyunca ülkeyi dolaştı, sonunda Ömer bin Abdülaziz'in yanına geldi. O da ona: "Niçin geldin?" dedi. O da: Mektubunla kalbimi söktün, bir daha ölünceye kadar valiliğe ebediyen dönmem, dedi.
Sayfa 501
FUDAYL BİN İYAD ve Harun Reşid
... Bunun üzerine Harun Reşid ağladı, öyle ki bayıldı. Ben ona: Emirülmü'minin'e acı dedim, o da: Ey Ümmürrebi'in oğlu, sen ve arkadaşların onu öldürüyorsunuz, sonra da bana: Ona nazik davran diyorsun, dedi. Sonra ayıldı ve ona: Bana biraz daha nasihat et, Allah sana merhamet etsin, dedi. O da şöyle dedi: ...
Sayfa 500 - Bizi öldürən "DOSTLAR"...
110 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.