İkinci Dünya Savaşı esnasında terk edilmiş bir fırını kendilerine sığınak yapmak isteyen üç kardeşin, bu sığınakta askerden kaçmış on dokuz yaşında bir delikanlıya kol kanat germe hikâyesidir okuduğumuz.
Bir ev içinde savaşın herkes tarafından nasıl farklı algıladığını görmekteyiz. Vatanı için savaşmak isteyen ama görme sorunu olduğu için savaşa katılamayan bir baba, amaç ne olursa olsun savaşı mantık dışı gören bir anne, savaşın ne olduğu bilmeyen ama savaşın her şeyinden etkilenmiş bir küçük kardeş, bir büyüsem de asker olsam hülyaları kuran küçük başkahramanımız...
Özellikle İkinci Dünya Savaşı temalı kitapları okumayı çok seviyorum. Savaşın ne olduğunu bilmiyorum elbette ama en azından empati yoluyla acıları, hüzünleri, çaresizliği bir nebze de olsa hissedebiliyorum.
Kimin tarafını tuttuğunuzun bir önemi yok. Savaşta ölen herkes bir annenin evladıdır.
Daima kitaplarla kalmanız dileğiyle. İyi okumalar...
