Maşa da tıpkı benim gibi göreve yeni başlamıştı, karşı karşıya dururduk öyle, aramızda parmaklık, ellerimizde astar boyayla dolu kova, karşılıklı fırçalarımızı dokundurur, parmaklığı boyar dururduk işte, tabii her birimiz kendi tarafını; hiç ara vermeksizin de yüz yüze gelirdik, toptan tam dört kilometrelik bir parmaklıktı, beş ay böyle sürdüydü, Maşa ile birbirimize söylenecek her şeyi söylemiştik ama, aramızda hep o parmaklık vardı; ...