Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sıkı Kontrol Edilen Trenler

Bohumil Hrabal

Öne Çıkan Sıkı Kontrol Edilen Trenler Gönderileri

Öne Çıkan Sıkı Kontrol Edilen Trenler kitaplarını, öne çıkan Sıkı Kontrol Edilen Trenler sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Sıkı Kontrol Edilen Trenler yazarlarını, öne çıkan Sıkı Kontrol Edilen Trenler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Masanın üzerindeki uzun makası alıp, açıp kapadım. "Şöyle işte, geçmişten şöyle kesip ayırdım kendimi."
Sayfa 70 - Can Yayınları - epub
Reklam
(...) başkalarının da onlara çektirdiği acılar... Sanki bu acılar, onlardan yepyeni birer insan yaratmıştı.
Sayfa 52 - Can Yayınları - epub
Her pencerenin ardında beni gözetlemekte olan en azından bir çift göz bulunduğu inancı daima içimde taşıdığım ve taşıyacağım bir duygudur. Biriyle konuşmaya mı koyuldum, o saat kıpkırmızı kesilirdim, çünkü hâlimde insanları rahatsız eden bir şey vardır diye düşünürdüm de ondan.
Eskiden biz kentin varoşlarında otururduk, neden sonra kente yerleştik ve yalnızlığa alışmış olan ben, biz kente yerleşince, dünyanın gittikçe daraldığını hissettim. Bundan böyle ancak kent dışına çıkabildiğim zamanlar rahat soluk alıyordum. Geri dönüp de köprüyü geçtikten sonra caddeler sokaklar daralmaya başlayınca, benim içim de daralıyordu.
Kendimi tanıyamamış, yüzümü aramıştım, sanki ben başka biriymişim gibi...
Sayfa 59 - Can Yayınları - epub
Reklam
En küçük oğlağa kadar, bahtsızlığa uğramış her şeye acıyan ben, bunlara acımıyordum artık, bunlar bende bir acıma duygusu uyandırmıyordu.
undefinedKitabı okudu
Annem arkamdan bakacak, perdenin arkasında kıpırdamadan durup bakacak. Geçtiğim her yerde, bütün evlerin pencerelerinde duran insanlar da tıpkı annem gibi arkamdan bakacaklar, işaret parmakları perdelerinde, öyle bakakalacaklar ardımdan ve ben hızla nehir boyuna ineceğim, rahat bir soluk alabileceğim bisiklet yoluna kavuşacağım çünkü işe trenle gitmek hoşuma gitmiyor, nehir boyunda rahat soluk alıyorum çünkü orada pencere yok, gözetlemek yok, ense köküme batırılan iğneler yok.
«Ahlâk bataklığına gömülmüş... Eski çağların Sodom şehri... Fuhuş, polisin yardımlarıyla kahvelere, lokantalara, işletme odalarına kadar yayılmış. Koca, karısını fuhuşa zorluyor... Kadın oğlunu, testereyle doğrarım seni diye tehdit ediyor fuhuşa gitmek için... Pipolar, ağızlıklar dezenfekte edilsin... Cinsel sağlık... Kıyamet günü gelip, İsrafil sûrunu öttürse de her şeye bir son verse daha iyi...»
Maşa da tıpkı benim gibi göreve yeni başlamıştı, karşı karşıya dururduk öyle, aramızda parmaklık, ellerimizde astar boyayla dolu kova, karşılıklı fırçalarımızı dokundurur, parmaklığı boyar dururduk işte, tabii her birimiz kendi tarafını; hiç ara vermeksizin de yüz yüze gelirdik, toptan tam dört kilometrelik bir parmaklıktı, beş ay böyle sürdüydü, Maşa ile birbirimize söylenecek her şeyi söylemiştik ama, aramızda hep o parmaklık vardı; ...
95 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.