Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sinema İçin Bunca Acıya Değer Mi?

Ahmet Uluçay

Sinema İçin Bunca Acıya Değer Mi? Gönderileri

Sinema İçin Bunca Acıya Değer Mi? kitaplarını, Sinema İçin Bunca Acıya Değer Mi? sözleri ve alıntılarını, Sinema İçin Bunca Acıya Değer Mi? yazarlarını, Sinema İçin Bunca Acıya Değer Mi? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Hayatla aramda kalın bir buzlu cam var. Asla hayata nüfuz edemiyorum.”
21 Aralık 2000
Zeki’nin filmi iptal olmuş. Bu iptal olmuş lafı çok kötü. Ben rötar sanıyordum. Duyduğumda önce anlayamadım. Tehir filan olmuş gibi geldi bana. Değilmiş, iptal olmuş. Olmasaydı iyi bir film olacaktı kesinlikle. (Camus’nün Yabancı’sının uyarlaması gibi bir şey(miş). Zeki’nin elinden çıkınca muhteşem olurdu.)
Sayfa 63 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
21 Aralık 2000
Senaryonun bu karpuz kabuklu adını da sevmedim. Nereden çıktı şimdi bu?
Sayfa 63 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
21 Aralık 2000
Pis, ikiyüzlü, riyakâr; terbiyesizlikten başka hiçbir nedeni olmadığı halde kibirli olmayı hakkı sanan bir toplum içinde yaşamak beni son derece rahatsız ediyor. Sinemacı Ahmet Uluçay’dan neden bu kadar rahatsız olduklarını anlayamıyorum. Oysa sokağa çıkarken, sinemacı kişiliğimi ceketimi çıkarır gibi çıkarıp kapının ardına asıyorum ve sokağa öyle çıkıyorum.
Sayfa 62 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
18 Aralık 2000
İlker aradı. Zeki’nin filmi rötar yapmış. Hay anasını! Zaten biz çıracı olduk mu, ay akşamdan doğar.
Sayfa 62 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
16 Aralık 2000
İlker, Zeki’nin (Demirkubuz) filminde çalışacağını söyledi. 2 Ocak’ta filme başlıyormuş. Zeki’ye söyledim. Benim de sette bulunmam gerek. Şimdilerde yapacağım en doğru iş bu. Hele Zeki gibi eli çabuk bir adamın setinde bulunmak, kolay bulunur nimet değil.
Sayfa 61 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
8 Aralık 2000
Havalar alabildiğince soğudu. Artık kollarımı yorganın dışında tutamadığım için kitap da okuyamıyorum. Kendimi bildim bileli şöyle sıcacık odalarda yaşayamadım.
Sayfa 60 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
“Belki de yalnızca acıyı duymak için taşırız göğüs kafesimizde bu çırpınan kuşu.”
“İçimde bir düşman var. Öldüremediğim, kaçamadığım, uzaklaşamadığım bir düşman. Birlikte yaşamak zorunda olduğum.”
6 Aralık 2000
Şerif’le otururken senaryonun adını değiştirdik. Adı belki de Karpuz Kabuğundan Gemiler olarak kalacak.
Sayfa 60 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
3 Aralık 2000
On dört yaşımda bir film seyretmiştim. Yazlık bir sinema, püfür püfür bir yaz gecesi, dev gibi bir perde üzerinde kusursuz bir projeksiyon ve müzikal bir film: Oliver Twist (1968). Bir sürü Oscar almış bir film. Otuz yıl geçmiş. Bu filmi TV’de şurada burada bir daha seyretmek mümkün olmadı. Film beni etkilemişti. Bu filmi gördükten sonra kesinlikle sinemacı olmaya karar verdiğimi hatırlıyorum.
Sayfa 58 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
6 Kasım 2000
Bugünlerde birkaç kitabı birden okuyorum. Hiç de sevmediğim bir şey bu. Kitapların biri John Berger’in Yedinci Adam’ı. Kitap ilginç. Hele fotoğraflar…Sirkeci Gar’ından, Almanya’ya işçi olarak giden Türklerin ayrılışları, gözyaşları, kucaklaşmaları…
Sayfa 53 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
5 Kasım 2000
İdris’e Caravaggio’dan söz ettim. “Eski ressamların birçoğu şimdi yaşasalardı kesinlikle sinemacı olurlardı baba” dedi. Sinemacı bir Leonardo da Vinci, Michelangelo Buonarroti düşünmek beni heyecanlandırdı. İdris zaman zaman beni böyle şaşırtıyor, sevindiriyor.
Sayfa 53 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
31 Ekim 2000
Sedef’in kataloglarını karıştırdım. Caravaggio beni büyüledi. Ten rengine onun kadar yaklaşmış bir ressam hatırlamıyorum. Hele resimlerindeki ışık. Benim sinemada yapmak istediğim ışık, işte bu… Çokbilmiş sinema öğrencilerinin dediği gibi Rembrandt filan değil, Caravaggio.
Sayfa 51 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
yaptıkların çok doğal kalıyor hayata karşı, bu da beni çok sevindiriyor. çünkü hayatı yaşamı biliyorsun ve yaşıyorsun. hayatı sevdiğim kadar seni seviyorum
Sayfa 236
1.094 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.