Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sinemanın İlkleri Avrupa Sineması

Durmuş Akbulut

En Eski Sinemanın İlkleri Avrupa Sineması Sözleri ve Alıntıları

En Eski Sinemanın İlkleri Avrupa Sineması sözleri ve alıntılarını, en eski Sinemanın İlkleri Avrupa Sineması kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hitchcock'un 1929'da çektiği Blackmail (Şantaj) adlı filmi, İngiliz sinemasının ilk sesli filmi olarak kabul edilir.
The Man Who Knew Too Much (Çok Şey Bilen Adam, 1934), The 38 Steps (39 Basamak, 1935), The Lady Vanishes (Kaybolan Kadın, 1938) Hitchcock'un Hollywood'a gitmeden önce çektiği İngiliz yapımı gözde filmlerdendi.
Reklam
1976'da yönettiği Family Plot Hitchcock'un son filmi olur ve dört yıl sonra, 1980'de Los Angeles'ta hayata gözlerini yumar.
Aşırı milliyetçi görüşleriyle tanınan D'Annunzio, yıllar sonra İtalya'da yeşerecek olan faşizmin de en büyük esin kaynaklarından biri olacaktır. Hatta Mussolini'nin, kendisinden çok etkilendiği bilinmektedir.
Bu arada, erken dönem İtalyan sineması için, yeri tartışılamaz bir isim daha kendinden söz ettirecektir. 1906-1930 yılları arasında altmış uzun metraj, yüzlerce belgesel ve kısa film çekecek olan Elvira Notari, aynı zamanda, sinema tarihinin önemli ilk kadın yönetmenlerinden biri olur.
Özellikle Fransız Yeni Dalga sineması, görsel estetiğini büyük oranda İtalyan yenigerçekçiliğine borçludur.
Reklam
Haxan, hem kurgusal hem de belgesel sinemanın gelişiminde önemli oranda öncülük rolü oynamış bir başyapıttır.
Tüm zamanların en etkili yönetmenlerinden biri olarak gösterilen Dreyer, Danimarkalı olmasına karşın Norveç, İsveç, Almanya, Fransa hatta Afrika'da film çekmiş ama Hollywood'a asla gitmemiş katıksız Avrupalı bir yönetmendir. Ve daha çok Avrupa sineması için kullanılan "sanat filmi" sözü varlığını, sessiz dönemde, ilk başta Dreyer'e borçludur.
Sessiz sinemanın üç büyük ustasından biri olan Abel Gance, Grifftih ve Eisenstein'la aynı kategoride yer alır. Sinema sanatına kattığı yenilikler, günümüzde geliştirilerek hala kullanılmaya devam etmektedir; destansı filmleri ve set tasarımlarıyla "Avrupa'nın Griffith'i" lakabını fazlasıyla hak etmektedir.