"Bir şeyi unutma: Sahte olan hiçbir şey büyüyemez, sadece olduğu yerde kalır. Plastik bir çiçeğin büyüdüğünü düşünebiliyor musun? Gerçek gül büyür, plastik olanıysa olduğu gibi kalır. Ölü bir şeydir o, nasıl büyüyebilir ki?"
Cinsel yönden bastırılmışsan ve karşında sarılan, birbirini okşayan bir çift görürsen anında onların üzerine atlayıp ahlaktan, kültürden, toplumdan dem vurur ve “Bu doğru değil” demeye başlarsın. Ama izle. Gerçekte neyin olmakta olduğuna dair azıcık içgörüye sahip ol kendi benliğine dair. Senin bastırılmış bir cinselliğin var. Onları aşk içinde birbirine dolanmış halde gördüğünde bastırılmış cinselliğin yüzeye çıkmaya başlıyor. O harekete geçmeye başlıyor ve bu seni korkutuyor.
Suçluluk duygusu içinde yaşayan kimseler daima bu duygularını başkalarına da yakıştırır, yansıtırlar. Unutma ki başkası hakkında bir söz söylediğinde, akla gelmesi, üzerinde durulması gereken ilk şey bunun karşındaki değil de, kendinle ilgili bir hakikat olabileceğidir. Kendini bilmekle gerçekten ilgilenen kişi daima bu
gerçeğin üzerinde duracaktır: “Başkası hakkında ne söylüyorum? Bu gerçekten onunla mı ilgili yoksa bana onunla değil kendimle ilgili bir şey gösteren kendi yansıtmamdan mı ibaret?” Şaşıracaksın ama yüz seferden doksan dokuzunda karşında kendi zihnini bulacaksın.
Nasıl bir tohum mutlak karanlık ve mahremiyet içinde ölmek için toprağın derinliklerine girmek zorundaysa, senin duan da, duanın tohumu da kalbinin derinlerine girip orada ölmelidir.
Ne kadar meşhur olursan o kadar insan senin karşında olur. Bu bariz bir şeydir: Onlar da meşhur olmak istemiş ama başarmamışlardır ve sen bu amaca ulaşmışsın. Senden öç alacaklar. Sana kızıyorlar. Öfkelerini haklı çıkaracak şeyler bulacaklar. Sana kusur bulacaklar. Bulamazlarsa yaratacaklar çünkü sana karşı hiddetleri nedensiz kalırsa kıskançlıkları fena halde ortaya çıkacak. Kıskançlıklarını saklamak zorundalar. Ona güzel bir kılıf uydurmak en azından dışarıdan güzel görünmesini sağlamak zorundalar.
Bu birisi olma durumu kazaradır. O birisi senin özün değil, asıl yüzün değil. O senin benliğin değil, sadece kişiliğin. Ve kişilik çok aldatıcıdır; seni aldatır. Bunu kendi benliğin sanmaya başlarsın.