İraden dışında gelişen bir olay, öngörüsü olmayan bir zorunluluk aklını çelmese, yönünü değiştirmese, varlığını parçalamasa yaşayabileceğin hayatı yaşamak istemenin ne demek olduğunu anlayamazsın...
“Başkalarının hayatlarından öğrendiklerimiz mi diyorsun? Hiçbir işe yaramıyor. Herkes hayat deneyiminin ekilen ağacın üstünde yeşerdiği toprağın cinsine göre şekillenen bir meyveye benzediğini düşünebilir. Benim düşünceme göre mesela gül ağacı gül vermek için yaratılmıştır ben neden başka birinin hüzünlü hayat ağacından koparılmış zehirli meyve ile zehirlenmek mecburiyetinde olayım? Hayır, hayır, zayıf yaratıklarz biz. Dolayısıyla ne kader ne de alınyazısı... hayatta başına gelen tüm felaketlerin ve iyiliklerin nedenlerini anlaman mümkün. Belki çoğunlukla bunları fark etmiyorsun ama hepsinin bir sebebi vardır. Bu ya sensindir, ya başkası; ya şu sebeptendir ya bu...”