Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Siyasal Sosyoloji

Ali Yaşar Sarıbay

Siyasal Sosyoloji Gönderileri

Siyasal Sosyoloji kitaplarını, Siyasal Sosyoloji sözleri ve alıntılarını, Siyasal Sosyoloji yazarlarını, Siyasal Sosyoloji yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Toplum yönetilmelidir bunu yapacak olan devlettir, devleti temsil eden de bürokrasidir.
Sayfa 157 - Der YayınlarıKitabı okudu
... bir demokrasinin başarımını belirleyen, tüm yurttaşların siyasete katılmaları ve aktif olmaları; kısacası yurttaşlık kültürünün o toplumda egemen olmasıdır.
Sayfa 69 - Der YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yöresel nitelikli siyasal kültürde, birey köy veya kabile grubunun dışında siyasal sistem denen daha kapsamlı bir varlığın çok az farkındadır veya hiç farkında değildir. Dahası, bu tip kültürde birey ne siyasal sisteme yönelik muhtemel etkisinin, ne de ona karşı yükümlülüklerinin bilincidedir. Dolayısıyla, bireyin siyasal sisteme ve siyasal aktör olarak kendi kendine yönelik bilişsel, duygusal ve yargısal yönelimleri sıfıra yakındır. Buna rağmen, ekonomik olarak gelişmiş ülkelerde okur-yazar oranının yüksekliği, kitle iletişim araçlarının yaygın nüfuzu gibi etkilerle saf yöresel siyasal kültür tipine rastlanmak zor olduğundan; bu tip geleneksel ve geçiş toplumlarına özgü kalmaktadır.
Sayfa 51 - Der YayınlarıKitabı okudu
Birey, sistemi ailesinin ve/veya arkadaşlarının etkisiyle duygusal olarak reddedebilir. Otoriteler tarafından kendisine empoze edilenlere duygusal olarak uymayabilir.
Sayfa 50 - Der YayınlarıKitabı okudu
Örneğin, Türk'lerin Algı Çerçevesinde Cumhurbaşkanının ciddi tavırlı ve mesafeli bir kişi olduğu söylenebilir. Bu Cumhurbaşkanı algısı özgül Cumhurbaşkanı örneklerinden soyutlanmış genel örnek olarak hafızaya depolanmıştır. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın askeriyeyi bir zamanlar t-shirt giysili olarak denetlemesi, bir çok insanı şaşırtmış, hatta basında tartışmalara yol açmıştır.
Sayfa 35 - Der YayınlarıKitabı okudu
Marx'a göre siyaset, yöneten-yönetilen ilişkisinde baskı, kabul veya iknayı sağlamada, kısacası hâkim olmayı ve tâbi olmayı belirlemede güce dayanan en önemli araçtı. Bununla beraber Marx, hakimiyetin tıpkı çatışma gibi insan ilişkilerinin doğal bir parçası olmadığını, her ikisinin de sınıflı toplumlara özgü olduğunu, bu tür toplumların üretim biçimlerinin özgül ve somut özelliklerden kaynaklandığını savunuyordu. Devleti de bu bağlamda hâkim sosyal sınıfın hakimiyetini sürdürme gayesi üzerine inşa olmuş bir yapı olarak görüyordu; bu ise devletin toplum tarafından biçimlendirdiğinim açık bir ifadesi idi.
Sayfa 9 - Der YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Devlet ve toplum arasındaki ayırım, modern devlet fikrinin doğmasından sonra gündeme gelmiştir. Bu ayırımla birlikte siyasal düşünü en çok meşgul eden konu, devlet mi toplumu biçimlendiği, yoksa toplum mu devleti biçimlendirdiği tartışmasıyla ilgili olmuştur.
Sayfa 8 - Der YayınlarıKitabı okudu