Siyasi Tarih: İlkçağlardan 1918'e
Oral SanderSiyasi Tarih: İlkçağlardan 1918'e Gönderileri
Siyasi Tarih: İlkçağlardan 1918'e kitaplarını, Siyasi Tarih: İlkçağlardan 1918'e sözleri ve alıntılarını, Siyasi Tarih: İlkçağlardan 1918'e yazarlarını, Siyasi Tarih: İlkçağlardan 1918'e yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
I. Süleyman'ın (Kanuni) tahta çıktığı tarih (1520) Avrupa uygarlık tarihinin dönüm noktasına rastlar. Feodal kurumlarıyla birlikte geç Ortaçağların karanlığı, yerini Rönesans'ın altın ışığına bırakmaktaydı. 1500'ler Habsburg İmparatorluğu'nda Şarlken'in, Fransa'da I. Fransuva'nın, İngiltere'de VIII. Henry'nin, bir Leonardo Da Vinci ve Mikelanj ve
Avrupa'yı işgal etmekte iken İngiltere'nin deniz ablukasına müteakip ticaret yasağının gündemde oluşu üzerine I. Napolyon: "Avrupa'nın siyasal kaderi bir fıçı şeker çevresinde dönmeye başlamıştı." yazar.
19. yüzyılda ulusçuluk: Yönetimsel bir birime bağlı olmak isteyen herhangi bir coğrafi grubun bağımsız devlet kurma hakkıdır. (...) Bir dayanışma duygusuna sahip coğrafi gruptur.
(...)
Liberal düşünceye göre, kendileri özgür ve başka ulusların da özgürlüğüne saygılı olan tüm uluslar, kendi ulusal değer ve refahlarını geliştirmek durumundadırlar.
-
19. yüzyılın en etkin ve devrimci güçlerinden olan ulusçuluk ilkesinin, bu yüzyılın sonlarına doğru Avrupa'da yozlaştığı ve özgün niteliğini yitirdiği görülür. Çünkü, zamanın ulusçu dünüşürleri, giderek, uluslar arasındaki farklılıkları abartmışlar ve farklılıkların nedenini çevre ve eğitimden çok doğuşla açıklamaya çalışmışlardır. Böylece, ırkçı düşünceden de kök alan ulusçuluk ilkesi, giderek ve çok yalın anlatımla, şu anlayışa varmıştır: "Her ulus doğuştan hakkı olan isteklerini gerçekleştirmede özgür olmalı ve bu konuda hiçbir sınır tanımamalıdır." Bu yeni anlayış, ulusçuluğun sömürgecilik ve emperyalizme dönüşmesinde önemli bir unsur olmuştur.
Sayfa 189
Fransa Kilisesi'nin yüzyıllardan beri bağımsız hareket ettiği Roma Katolik Kilisesi ile barıştı. Devrimin ve Cumhuriyetin "dinsizliği" ortadan kaldırılmış, Roma'nın otoritesi Fransız Kilisesi üzerinde sağlanmıştı. "Dinsiz" Fransa, Napolyon'un kafasındaki yeni monarşiyi kaldıramazdı. Napolyon'a göre, Roma'ya bağlı din, ortalama yurttaşı "uslu" tutacak mükemmel bir kurumdu.
Sayfa 170
Roma, insanlık tarihinde ilk büyük cumhuriyet olup, Batılı anlamda "modern devlet"in öncüsü sayılabilir.
Sayfa 43 - İmge KitabeviKitabı okudu
Ticari tarıma geçiş, Atina, Milet, Sparta ve Efes gibi kent-devletlere büyük avantajlar sağlayarak, demokrasi eğilimini güçlendirmiştir. Canlı ticaretin doğurduğu zenginlik, ilkel biçimiyle de olsa, demokrasinin ortaya çıkması ve bir önceki yüzyılın İyonya uygarlığı, Grek yarımadasında Perikles, Sokrat, Aristo, Plato, Tukidides ve Batı Anadolu'da Heredot gibi düşünür ve tarihçilerin yetişmesi için uygun bir ortam hazırlamıştır.
Sayfa 41 - İmge KitabeviKitabı okudu
Greklerin askerlik alanında, sık saflarda yürüyen mızrak ve kalkanlı askerler alayını (Phalanx) yaratmaları, önemli siyasal ve toplumsal gelişmeleri de beraberinde getirdi.
Sayfa 40 - İmge KitabeviKitabı okudu
Gölgelerinden piramitlerin yüksekliğini hesaplayan Thales, ilk deneyi yapan ve yıl ile mevsimlerin uzunluğunu hesaplayan Anaksimandres, kilit ve anahtarı bulan Teodorus, tıp mesleğini kuran Hipokrat, atom sözcüğünü bugünküne yakın biçimiyle ilk kullanan Demokritus, bilimsel anlamda ilk astronom olan Anaksagoras ve dünyanın yuvarlak olduğunu ilk söyleyen Pisagor İyonyalıydılar. Gerçekten MÖ 6.yüzyıl dönemin bilinen dünyasında entelektüel ve manevi büyük bür uyanış çağıdır. Bu yüzyıl yalnız İonyalı bilim adamlarının değil, aynı zamanda Afrika kıtasının denizden çepeçevre dolaşımını sağlamış bulunan Mısır Firavunu Necho'nun, İran'da din adamı Zerdüşt'ün, Hindistan'da Buddha'nın ve Çin'de Konfüçyüs ile Lao-Çe'nin de dönemidir.
Sayfa 39 - İmge KitabeviKitabı okudu