Arslanın tacını kurtaracağı saat belki de gelmiştir. Her şeye kadir olan Allah'ın izniyle Türkiye tarihinin bir dönüm noktasına gelmiştir. Haşmetli Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın saltanatı hem Müslüman hem Yahudi tebaasını saadete gark edecek, yeni bir ihtişam devri başlayacaktır. Bu samimi görüş ve fikirlerimi arz etmekten büyük heyecan duymaktayım.
Sizin sadık ve vefakâr köleniz olmakla şeref duyuyorum efendimiz.
Dr. "Theodor Herzl"
27 Mayıs, Viyana
Sultan Abdülhamid hakkındaki intibam o ne zalim ne dessas bir kimse; fakat haris, rezil bir entrikacı zümrenin bütün dalavereleri arasında tamamen çember içine alınmış bir mahpus...Eğer Siyonist hareketi takip etmek zorunda olmasaydım şimdi oturur, bir eser yazar ve bu zavallı mahpusu hürriyetine kavuştururdum. Sultan İkinci Abdülhamid Han birçok sahtekâr tarafından memlekette emniyet ve saadeti yok eden bir kimse olarak tavsif edildi. Ben böyle hayasız bir çetenin bulunabileceğine asla ihtimal vermemiştim.Yıldız Sarayı'nın bu sefilleri gerçek bir çete hüviyetinde. Bir rezaleti icra ettikten sonra hemen dağılıyorlar, ortada dolaşan çete efradından birkaçı hiçbir zaman mesul görünmüyor, bütün mesuliyet iş adına yapıldığı için Sultan'a yükleniyor.
Vambery'ye bu mektubun suretini gönderip aracılık etmesini is tedim. Yazdığı cevapta açıkça 700 binlik işte 5 bin altın komisyon alacağını bildiriyor.
Verdiğim cevapta kendisinin böyle küçük hesaplar peşinde koş maması gerektiğini, 5-10 binin hiçbir değeri olmadığını, yaptığı vazifenin eski kavmine karşı tarihi bir önem taşıdığını anlattım. “Sadrazam meseleyi Sultan'a açmak için senin benim hakkımda yazacağın mektubu bekliyor. Lütfen Türkler gibi 'yavaş hareket etme, Allah aşkına harekete geç ve yarından tezi yok şu mektubu yaz” dedim.