Kitabın arka kapağında tanıtım yazısı:
Bir kadın ve bir erkek…Bir kış gecesinde, kaderlerinin yıllar öncesinden düğümlendiği Büyükada’daki otelin farklı odalarında yağmurun sesini dinlemektedirler. Kadın tutkulu, şefkatli ve hassastır. Erkek bencildir, haindir. O güzel kadını yıllar içinde çok kırmıştır, bilir kendi kabahatlerini…
Camların zangır zangır titrediği bu fırtınalı gece, belki de erkeğin son şansı olacaktır. İyi bilir aşkın adaletsizliğini. ‘’ Yaşanan hiçbir şeyin kaybolmadığını, ne yaşanmışsa bir yerde saklı durduğunu, bir gün önüne çıkacağını, bundan kaçış olamayacağını…’’ Adalı Mikail’in Kahvesi’nde oturmuş, ‘’Herkes kendisini aldattığı kadar suçlu!’’ diye kendi kendine mırıldanırken, çayını içer ve sadece bekler!
Ne acımasız ve bencilim değil mi?
Sana sahip olmak uğruna
Belki de tüketmek pınarlarını yaptığım
Bilmesem nasıl yüreğin olduğunu
Hiç düşünmem
Geçirirdim pençelerimi en derin yaralarına
Ama öyle güzel, öyle çocuk ki yüreğin
Seni sana bırakmamak olacak en büyük günah Ve biz
Yeryüzünün yarım kalmış hikayeleriyiz seninle
Tüm vedaların adıyla.
Yeryüzünün yarım kalmış hikayeleriyiz seninle