Tasavvuf, kâmil mürşid rehberliğinde ve onun nezaretinde terbiye almaktır. Bu terbiyenin sonu da olgun bir insan olmaktır. Bu olgun insana Allah adamı (ricatullah) denir.
Tasavvuf, dünya adamını Allah adamı yapma sanatıdır. Tasavvuf, kalbi fani şeylerden çözüp yüce Allah'a bağlamaktır. Tasavvuf, aslını tanımış, benlik engelini aşmış, nefsini ıslah etmiş, ilahi sevgi ile tatlanmış, kalbi hür, gönlü Allah ile huzur bulmuş güzel insan yetiştirmektir.
Tasavvufun ne olduğuna anlamak ve bu konuda bir hüküm vermek için önce Kur'an ve sünneti iyice incelemek gerekir. Sonra tasavvufun kurucuları olan sufi mürşidleri tanımak gerekir. Onların eserlerinde tasavvufun ne olduğu, neye dayandığı ve neyi hedeflediği yeterince anlatılmıştır. Bunlardan daha önemlisi, kâmil bir mürşidin nezareti altında manevi terbiyeye gitmektir. Bu olmadan tasavvuf ancak kelimelerle tarif edilmiş olur, hakikatiyle anlaşılmış olmaz.