Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sokak Kızı

Panait Istrati

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İnsanları ısıtmak için israf ettiğim ateşi bir taşı ısıtmaya sarf etseydim daha iyi bir netice elde ederdim.
Sayfa 83 - Varlık Yayınları, 5. baskıKitabı okudu
“İnsan çalışırken esneyecek, eğlenirken esneyecek, dua ederken esneyecek, sevişirken esneyecek olduktan sonra yaşamak neye yarar?” diye söylenirdi.
Sayfa 58 - Varlık Yayınları, 5. baskıKitabı okudu
Reklam
Onu ısırmak, bağırtmak için duyduğum delice arzuyu güçlükle zaptedebiliyordum. Bir başkasını daha sevdiğini bana neden söylemişti? Bu "başka"sına tahammül edemiyordum. Ah cinsî hodbinlik! Lânet mi etmek lâzım sana, şükretmek mi? Bugün, dağımın tepesinden hayatın bütün iyi ve kötü taraflarını müşahede ederken, acaba hayat sensiz olabilir mi diye düşünüyorum, ey öldürücü cinsî hodbinlik!..
Sayfa 15 - Varlık Yayınları, 5. baskıKitabı okudu
Ah! Zavallı insanlar! Keyfine bakmaktan başka bir düşüncesi olmayan; okyanusun sonsuzluğundan ve hayatın büyüklüğünden habersiz, güneşten kavrulmayan, fırtınadan heyecanlanmayan biçareler. Allah size bir kalb ve bir dimağ vermişse bunu sırf sonsuz rahmetinin azameti yanında ilâhî istihzasının yakıcılığını hissedesiniz diye vermiştir. Biçare insancıklar! En küçük bir aksilik hiçliğinizi meydana vurmanıza yeter.. Saadetiniz gibi ıstırabınızda da cebinlik vardır... Göklere kadar çıkan haz naralarını bilmezsiniz siz... Hiçbir iniltiniz gayya kuyularına kadar inmez. Mânâlı yüzlerden mahrum ve kendinizi tanımayacak kadar kör olan biçareler, bahtiyar olunuz, ama acaba diyorum, bu ihtiyatkârlığımız bir dimağ yarasından ziyade bir kalb sakatlığından ileri gelmiyor mu? Acıyorum size, insancıklar!
Sayfa 77 - Varlık Yayınları, 5. baskıKitabı okudu
İnsan, karşısında asılmış biri dururken ip bahsi etmez, hem bizler asılıp da gene de sağ kalanlarız. Bu türlü sözler söylemek bizi tekrar tekrar asmak demektir: Neden affetmezler?
Varlık Yayınları, 5. baskıKitabı okudu
… kibir ve gurur cezasız kalmıyor ve insanın verecek bir şeyi kalmadığı zaman artık kimseyi mesut edemiyor: Ağacın tepesinde hiçbir elin koparmak için erişemeyeceği, hiçbir ağzın olgunlaştığı zaman yiyemeyeceği bir yükseklikte gururla duran incir kurur, taşlaşır ve gökleri seyrederken ölür gider. Vermek, vermek, işte hayatta en büyük saadet! Bilhassa zamanında, her şeyi zamanında vermek. Kahkaha vermek, gözyaşı vermek… Heyecanları yaşamak, ıstırapları yaşamak. Uçup giden saadet huzmesini geçerken yakalamak, nemli gözler gülmenizi yalvarırken candan gülmek, sonra saadete doymuş, kalbinizin bütün coşkunluğuyla ağlamak, ağlamak! Bir müddet ağlamak... sonra gülmek.
Sayfa 74 - Varlık Yayınları, 5. baskıKitabı okudu
Reklam
- Marko, dedi, kıskanç mısın? Bunu söylerken yüzü, kurtardığım köpeğini bana verdiği zamanki gibi sapsarı kesilmişti. - Kıskanç mı? dedim. Bu sual de nereden aklına geldi? Hem üzüntüne sebep ne? - Çünkü seni seviyorum, seni ve bir başkasını!.. Bu itirafı işitince, kafam alt üst oldu, karyola dönmeye başladı, az kalsın Leu'yu eziyordum. - Evet, diye ilâve etti, ikinizi de, bir kişi imişsiniz gibi, Leu'yu sevdiğim gibi seviyorum. İşte bütün sevdiklerim bundan ibaret. Sakın kızma, emi. Ne yapalım, böyle işte. Beni şiddetle öptü, ama kafama bir balyoz indirseydi daha iyi ederdi. Ağlayıp sızlamanın bir hata olacağını derhal anladım, karşımda kuvvetli bir kız ve kuvvetli bir rakip vardı ancak ben de kuvvetli hatta ikisinden de daha kuvvetli görünebilirsem üstün çıkıp yerimi muhafaza edebilecektim. Bunu hissettim. Zaman bana hak verdi. Acı bir hak...
Sayfa 13 - Varlık Yayınları, 5. baskıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.