Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Solak Gönderileri

Solak kitaplarını, Solak sözleri ve alıntılarını, Solak yazarlarını, Solak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İşte gerçek adalet!
Borçlunun kan veya evlilik bağıyla, yüksek mevkilerde akrabaları vardı ve bu yüzden de ona diğer suçlulara davrandıkları gibi davranamazlardı.
İhtiyar hanım, ona varlığını hatırlatması için mektuplar gönderdi. Önce nazik mektuplar; sonra biraz sert; ve sonunda ise memnuniyetsizliğini sezdiren, küfür içerikli mektuplar. Fakat borçlu genç işini biliyordu. Mektupların hiçbirine cevap vermedi.
Reklam
Deha, yaşta değildir- o başkalarını durduran her şeyi alt edebilir. La Rochefoucauld
Artık Tulalı gibi inanılmaz bir ustaların olmadığını söylemeye gerek yok. Makineler, insanların yapamadığını yapıyorlar ve dâhiler de endüstriye veya gerçeğe savaş açmıyorlar artık. Gerçi makineler işçilerin ücretlerini yükseltiyorlar ama sanatsal eserler üretemiyorlar. Bu da halka, biraz önce anlattığımız türden efsaneleri esinlendiriyor.
Eğer Solak’ın sözleri Çar’a zamanında ulaşsaydı, Kırım Savaşı’nda her şey çok daha farklı olabilirdi. Belki şimdi tüm bunlar, “çok eski günlerden kalma bir mesele” veya “eski günlerdeki bir efsane” niye nitelendirilecek. Ama o günler o kadar eski değil ve biz de bu efsaneleri unutacak kadar aceleci olmamalıyız.
Son nefesini de aldı ve: “Çar’a söyleyin” dedi, “İngilizler, silah mermilerini tuğla tozuyla temizlemiyorlar. Biz de artık onları bu şekilde temizlememeliyiz. Tanrı korusun, eğer bir savaş olursa silahlar artık ateş etmek için kullanılamazlar.” Sadık Solak, bu son açıklamasını da yaptıktan sonra, haç çıkardı ve öldü.
Reklam
1K sizin;
...o paçavralarınızın altında bir insan ruhu yok mu hiç?”
Onu daha fazla tutamadılar artık. Biraz yiyecek, biraz para verdiler. Hatıra olsun diye altın bir çalar saat hediye ettiler. Onu soğuktan korumak için yünlü bir palto ve bir başlık ile sıkıca giyindirdiler ve Rusya’ya gidecek bir gemiye yerleştirdiler. Gerçek bir centilmenmiş gibi ona en iyi kabinlerini verdiler. Fakat o, güvertedeki diğer centilmenlerle birlikte oturmak istemedi. Güvertenin en üst katına çıktı ve bir muşambanın altına oturdu. Ne zaman bir İngiliz görse: “Nerede benim Rusya’m?” diye soruyor; adam, eliyle ya da başıyla ona işaret ediyor; Solak da onun işaret ettiği yere, kendi öz vatanına gözlerini dikip, sabırsızlıkla bakıyordu.
Onu, daha fazla kalması için ikna edemediler. Karadan gitmesine izin veremezlerdi çünkü yabancı dil bilmiyordu. Denizden gitmesi ise doğru olmazdı çünkü sonbahar ayıydı ve bu yüzden de deniz devamlı fırtınalı olurdu. Fakat Solak ısrar ediyor ve “izin verin de gideyim” diyordu.
Birdenbire kendini zavallı hissetmişti burada. Korkunç derecede evini özlemişti. “Konukseverliğiniz için bütün içtenliğimle teşekkür ederim” dedi, “gördüğüm her şeyden çok memnun oldum ve görmek istediğim her şeyi de gördüm. Şimdi olabildiğince çabuk eve dönmek istiyorum.”
61 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.