"İlk düşen dua edecek.
İkinci düşen oynamaya gelecek.
Üçüncü düşen parçalanacak ve yanacak.
Dördüncü düşen, öğrenilecek bir ders.
Beşinci düşen, öğrenilecek bir ders.
Beşinci düşen tükürdüğünü yalayacak.
Ama altıncı ve yedinci cennete gidecek.
Sekizinci büyük bir hata yapacak.
Dokuzuncu Tanrı'ya lütuf olacak.
Sonuncu düşen, onuncu, hepsini birbirine bağlayacak."
Tate ailesi, Midland Oklahoma'ya yıllar önce yerleşen altı aileden biri. Altıncı kuşak olan Clay Tate, 17 yaşında babasını göğsüne bastırdığı haçla kanlar içinde ve etrafı hayvan cesetleriyle bulur. Babasını katliamı ve ölümünden sonra hayatı tamamen değişir. Ailesi için hayallerinden, üniversiteden, futboldan ve sevdiği kızdan vazgeçer. Katliamın birinci yılında kasaba bazı şeyler değişmeye başlar. Özellikle de babasının da üye olduğu o altı ailenin kurduğu Koruma Derneği üyeleri ve çocuklarında. Ayrıca Clay tuhaf ve korkutucu şeyler görmeye başlar. Ölü altın renginde buzağı gibi... Bazı işaretler, damgalar, seçilmiş, kanlı tohum... Ve ölümler. Acaba Clay hayal mi görüyor? Yoksa gerçekten şeytan var mı?
Kitap klasik şeytana tapınma, şeytanın musallat olması. Yazarın anlatımını sevdim. Akıcı ve merak uyandırıcı. Ama çok da şaşırtıcı değil. Bence korkutucu da değil. Beklentiyi yüksek tutmadan okunursa keyif alınabilir. Unutuyordum bu şekilde son bulması üzdü beni