Son Mekke Emiri Şerif Ali Haydar Paşa Anlatıyor Osmanlı Arabistan’ı Nasıl Kaybetti?
George StittSon Mekke Emiri Şerif Ali Haydar Paşa Anlatıyor Osmanlı Arabistan’ı Nasıl Kaybetti? Sözleri ve Alıntıları
Son Mekke Emiri Şerif Ali Haydar Paşa Anlatıyor Osmanlı Arabistan’ı Nasıl Kaybetti? sözleri ve alıntılarını, Son Mekke Emiri Şerif Ali Haydar Paşa Anlatıyor Osmanlı Arabistan’ı Nasıl Kaybetti? kitap alıntılarını, Son Mekke Emiri Şerif Ali Haydar Paşa Anlatıyor Osmanlı Arabistan’ı Nasıl Kaybetti? en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Başka hiçbir şey güç elde etmek gibi bir insanın ruhunu yok edemez.
Sayfa 137 - Kronik KitapKitabı okudu
"Mekke emirliğinin yanı sıra Evkaf Nazırlığı ve Meclis-i Mebusan'da ayanlık da yapan Şerif Ali Haydar Paşa, şeceresi itibariyle Zevi Zeyd hanesinden olup, mukaddes emanetleri yollayarak Yavuz Sultan Selim'i halife olarak kabul eden Şerif Bereket'in torunlarındandır."
Yusuf Selman İnanç
Sayfa 15 - Kronik KitapKitabı okudu
İttihat ve Terakki
Kendilerini beğenmişlikleri ve kendilerine tapıyor olmaları tüm bir İslâm dünyasının mahvolacağının göstergesiydi. Kurtaracak hiç kimse de yoktu.
Sayfa 145 - Kronik KitapKitabı okudu
Ruhu şad olsun...
Ateşkes imzalanmış ve çatışmalar büyük ölçüde durmuş olmasına rağmen Türk İmparatorluğu'nun bir köşesinde düşmana karşı yiğitçe mücadele vermeye devam eden birileri vardı. Bu isim halen Medine'de olan ve ateşkes şartlarını reddederek şehri teslim etmeyen Fahrettin Paşa idi.
Sayfa 204 - Kronik KitapKitabı okudu
Türkiye Hristiyan tebaaya ne kadar hak verirse versin memnun edemiyordu.
Sayfa 128 - Kronik KitapKitabı okudu
Dünya tarihinde Abdülhamid zamanı İstanbul'unda döndüğü kadar entrikanın olduğu bir döneme rastlamak güçtür. Düvel-i Muazzama'nın temsilcileri de bu entrikalardan nasiplerini alıyorlardı; zira Abdülhamid sefirleri birbirine düşürmekte mahirdi.
Sayfa 60 - Kronik KitapKitabı okudu
Arap İsyanı
Osmanlı istihbarat ağının çok geniş olduğu bir yerde her şey o kadar gizlilikle yürütülüyordu ki isyan başladığında Cemal Paşa gibi ferasetli bir siyasetçi bile hayretler içerisinde kalmıştı.
Sayfa 158 - Kronik KitapKitabı okudu
Tarih tekerrür ediyor...
Vilayetlerdeki memurlar Padişah'a sadık gözüktükleri müddetçe hiçbir yolsuzluklarından ötürü hesap vermeyeceklerini biliyorlardı. Bu memurlar arasında vazife bilinci hiç yoktu. Vazife, manası bilinmeyen bir kelimeydi.
Sayfa 90 - Kronik KitapKitabı okudu
Birisi sakıncalı bulunan bir dostuyla görüşse peşi sıra muhakkak başına bir iş geleceğini bilirdi. Ya oğlu sürgün edilir veya öldürülür ya da gece vakti evi basılır ve arama yapılırdı.
Sayfa 90 - Kronik KitapKitabı okudu
"Şerif Abdülmuttalib'i İngilizlerle iş birliği yapmakla itham eden aynı Hüseyin'in bizzat kendisi Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizlerle Türklere karşı iş birliği yapmıştı. İngiliz işbirlikçisi ithamı tüm doğuda hile için kullanılan en kuvvetli argümanlardandı."
Şerif Ali Haydar
Sayfa 80 - Kronik KitapKitabı okudu
30 Ekim 1918'de Mondros'ta kendisini İtilaf Devletlerinin insafına bıraktığında Türkiye İçin ölüm çanları çalıyordu. 4 yıl sonra Mudanya'da ise dirilmiş bir Türkiye vardı.
Sayfa 248 - Kronik KitapKitabı okudu
İngilizce işbirlikçisi ithamı tüm doğuda hile için kullanılan en kuvvetli argümanlardandı. Her zaman da öyle olacaktır.
Sayfa 80 - Kronik KitapKitabı okudu
Hep öyle olur
Kaderin cilvesine bakın ki zorluk ve darlık zamanında bir dost yüzü görmek mümkün olmazken, işler iyiye gidince herkes kapımıza gelmişti.
Sayfa 71 - Kronik KitapKitabı okudu
"Arap isyanıyla ilgili çok fazla yanlış algı vardır. Araplar, ekserisi Halife'ye sadık kalsa da, ne Türk ne de İngiliz hâkimiyetini istemişlerdir. Siyasi ilişkilerden ziyade günlük hayattaki ihtiyaçlarının karşılanmasıyla ilgiliydiler."
Sayfa 171 - Kronik KitapKitabı okudu
"Jön Türkler Osman'ın ve haleflerinin kılıcıyla kurulmuş ve ayakta kalmış olan bir İmparatorluk'ta tüm milletlerin eşit olabilmesinin imkânsız olduğunu anlayamamışlardı. Türkler hâkim konumlarını devam ettirmeliydiler."
Sayfa 115 - Kronik KitapKitabı okudu