Her şeyi yutan gece,güneşten de, yıldızlardan da ötelere el atıyordu.Geceye oranla parlak birer buğday tanesi kadar minik kalan güneş ve yıldızlar dört bir yanlarını kuşatan bu sonsuz karanlıktan ödleri koparak birbirlerine sarılmış,fır dönüyorlardı.Bunca büyük şeyin yanına, bunca küçük,küçücük ve aslında bir hiç olduğu halde hiç değilmiş gibi,kendini koyuyordu bir de.
"Anacığım!diye fısıldadı-anacığım!
Sayfa 665