Teşekkürümüz az, çünkü tefekkürümüz az. Çünkü Gönderene değil `gönderilenlere` kilitlendiğinde insan veya `Gönderenler` diye başkalarını bildiğinde, Allah`a teşekkür etmeyi tam olarak bilemez ve beceremez.
`Ağaca yaslanma çürür, insana yaslanma ölür`demişler. İnsan yaslanacak yer arar güç bulmak, rahat etmek için kendine. Ama çürüktür yaslanacak ne varsa. Baki olanı, Sonsuz kudret sahibini bulamadıktan sonra..
Başkalarının ne elinden, ne dilinden ne de belinden emin olmadığın bir yerde, psikolojisi ve sosyal hayatı bozuk halde yaşamaya çalışmak elbette ürkütücü..
Hayatla aramızın düzelmesini istiyorsak, Allah`la aramızı düzeltmekten başka çare ve çıkar yolumuz yoktur. Çünkü Allah`la arası bozuk olan kalpler, sadece bu kısa hayat için değil, kaybolmaya yüz tutan ebedi saadetin elemiyle acı çekerler..
Biyolojinin dile getirdiği "Her canlı doğar, büyür, gelişir, yaşar ve ölür"dür. Hayatın özü ve özeti bu mu yani? "Niye yaşar ve niye ölür" asıl mesele değil mi?