Kula düşen,mükemmel olanın Rabbi olduğunu,
O'nun her türlü noksanlıktan uzak olduğunu idrak ile kendi aczinin,fakrının,kusurunun daima bilincinde olarak yaşayıp "niyetini" düzeltmektir.
"
Ey imanın incisini bir gömleğe değişen,
Ey kalbin cevherini bir arpaya feda eden, Teslim etmedi de ruhunu Halil'e Nemrut, Boşu boşuna gitti bir sinek yüzünden.
"
Bizim ruhumuz sınırsızdan yana,sonsuza hasret.
Ne zamanın dar çizgilerinde kalmaya,ne dar dünyada yaşamaya razı.
Kalbimiz daralıyorsa,sıkılıyorsa ruhumuz,
sonsuzdan uzak kalışının acısı değil midir çektiği?
Huzur bulmak,O'nun huzurunda olmanın adı değil midir?
Ve madem Allah ezeli ve ebedi,
o Sonsuz'a,itaat,ibadet ve tefekkürle yakınlaşmak,
darlıktan ve daralmaktan kurtulmanın yegâne çaresi değil midir?