Uzun zamandır olduğum Reading Slumptan beni çıkaran kitap. Kitapçıda gördüğümde anlamıştım. İşte bu benim tarzım diyerek elime aldım ve okurken sayfaların nasıl aktığını anlamadım bile. Bu uzun zamandır başıma gelmemişti o yüzden çok sevdim kitabı.
Kitap İşviçre de bir otelde konferans için kalan Tarihçi Jon Keller’ın dünyanın sonuyla başlarına gelenleri anlatmasını konu alıyor. Pek çok kez günlük dense de aslında Jon sadece tarihi kayıt altına alıyor, kim bilir belki de gerçekten dünyada ki SONUNCULAR onlardı?
Peki dünyanın sonu derken ne demek istiyor? Büyük şehirlere düşen nükleer bombalar ile başlayan Son Savaşı. Biz kitapta sadece Jon’un tanıklık ettiği kısımları görüyoruz. Bir otel ve orada yaşam mücadelesi veren yirmiye aşkın insan ile ortaya çıkan bir ceset...
Kitap beni aldı sürükledi, hatta okurken sonuna bakıp kendime spoiler verdiğimi sandığımda bile bıraktırtmadı. Çok etkileyiciydi ki son 10 sayfasına kadar, beni tatmin etmeyen o son ve yanlış aldığım spoiler... Tüm kitabı okurken ama katil sensin diyerek okudum katil, ama meğersem yazar ters köşe yapmış. Katil katil ama kimin katili? Benim beynim yanmış sadece sonunun içimdeki burukluğuyla 10 üzerinden 7 puan vererek bu şaheseri sizlere bırakıyorum. Ben Jon ile bu yollardan geçtim onun tarih tutanaklarına eşlik ettim şimdi sıra sizde, iyi okumalar herkese