Sayfa Sayısına Göre Sosyolojik Düşüncenin Evreleri Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Sosyolojik Düşüncenin Evreleri sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Sosyolojik Düşüncenin Evreleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eğer insanları önyargılarından kurtaracak bir şey yapabilirsem, kendimi ölümlülerin en mutlusu sayarım. Önyargı dediğim, bazı şeyler bilmemek değil, kendini bilmemektir.
Her hükümetin doğası egemenliği elinde tutanların sayısı ile belirlenir. Montesquieu şöyle yazar: “Ben üç tanım, daha doğrusu üç olgu düşünüyorum: Birincisi,
cumhuriyet yönetimi, halkın tümünün ya da sadece bir kısmının yönetime sahip olmasıdır.
Monarşi yönetimi bir kişinin, ama belirli ve yerleşmiş yasalarla yönetimidir, istibdat yönetimi
ise, bir kişinin yasasız ve kuralsız olarak kendi istek ve heveslerine göre yönetimidir. ”
(L ’Esprit des lois, C. II, 1; OC, C. II, s. 239)
Montesquieu'ya göre korku üzerine kurulu bir rejim, doğası gereği bozuktur ve hemen hemen siyasal yıkımın eşiğindedir. Korku ile boyun eğen kişiler de hemen hemen insan değildirler...
Montesquieu’ye göre üç temel siyasal duygu vardır; bunların her biri bir tip hükümetin istikrarını sağlar. Cumhuriyet erdeme, monarşi şerefe, istibdat korkuya dayanır.
Marx, Axelos'un yazdığı gibi, tekniğin düşünürü değildir. Başkalarının düşündüğü gibi yabancılaşmanın düşünürü de değildir. O her şeyden önce kapitalist rejimin sosyologu ve iktisatçısıdır. Marx bu rejimin, insanları uğrattığı yazgının ve karşılaşacağı evrimin kuramını yapmıştı. Kapitalizm adını verdiği şeyin sosyolog - iktisatçısı Marx, sosyalist rejimin ne olacağı konusunda kesin bir tasarıma sahip değildi ve insanın geleceğini önceden bilemeyeceğini yineleyip durmuştu. Bu bakımdan Marx'ın, Stalin, Troçki, Kruşçev ya da Mao Tse-Tung yanlısı olup olmadığını sormak pek ilginç değildir. Marx bir yüzyıl önce yaşamanın şansına ya da şanssızlığına sahipti. Bugün kendimize sorduğumuz sorulara yanıt vermemiştir. Bu yanıtları onun adına verebiliriz, ama bunlar onun değil, bizim yanıtlarımızdır. Bir insan, özellikle Marksist bir sosyolog -çünkü Marx'ın her şeye rağmen Marksizm ile bazı ilişkileri vardı- kendi döneminden ayrı düşünülemez. Bir başka yüzyılda yaşayan Marx'ın ne düşüneceğini sormak, gerçek Marx yerine bir başka Marx'ın ne düşüneceğini sormak demektir. Yanıt vermek olanaklıdır, ama bu yanıt geçici, pek ilginç değildir.
Maddi yaşamın üretim biçimi, genel olarak toplumsal,siyasal ve entelektüel yaşamın gelişimine egemendir. İnsanların varlığını belirleyen onların bilinçleri değil tersine, bilinçlerini belirleyen toplumsal varlıklardır...
-Karl marx
Bireyler birbirleriyle sürekli yarış içindedirler, yaşamdan çok şey beklerler, çok şey isterler. Demek ki özlemleriyle bunların doyumu arasındaki oransızlıktan doğan acı onları sürekli olarak izler. Bu tedirginlik havası "intihar dürtüsü'nün gelişmesine elverişlidir.