“Anlamamaktan, anlayamadığı için ölesiye sıkılmaktan ama en kötüsü de dışındaki ile içindekinin küskünlüğünde kaybolmaktan kaçış haliydi, en azından şeklen böyleydi.”
tut ki kapı yok sokak yok yok kederi şehrin
su kaçmış olsun kulağına avludaki kuyunun
bir ağaç gölgesi balık suyuyla söyleşsin
tek derdimiz kahvemizi nasıl alsak olsun
orta mı sade mi
yoksa bal yesinler mi ağzınız
“Her resim bize uzaklardan gelir (birçok resim de bize ulaşamaz bile), bununla birlikte, bizim o resmi tam anlamıyla algılayabilmemiz için resmin geldiği yöne bakıyor olmamız gerekir. Bu yüzden bir resmi görmeyle bir nesneyi görme aynı şey değildir.”
Ne çok acı
İçimizde dışımızda
Gene de perdeyi açıp
Tam bir parmak enindeki gökyüzüne bakarak
Yakalamaya çalıştığımız şey
Bacaların üzerine tünemiş martılarda
Rüzgârla dönen fırıldaklarda
Ay da çıkar belki diyoruz usulca içimizden
Duyurmadan kimselere
Ay da çıkar belki ve
Seviniriz
Buruk da olsa