Sözcüklerle Yolculuk
Oktay AkbalEn Eski Sözcüklerle Yolculuk Sözleri ve Alıntıları
En Eski Sözcüklerle Yolculuk sözleri ve alıntılarını, en eski Sözcüklerle Yolculuk kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu kitaptaki yazılar 1996,1997,1998 yıllarını kapsar. Hepsi, sanatla,
edebiyatla, dolayısıyla yaşamla, insanla ilgilidir. Okurları dostça
bir yaklaşımla, birlikte duyup düşünmeye çağırma söyleşileridir.
Sayfa 9 - Önsöz
Hürriyet-i Ebediyye anıtına bakarken bu ülkede gerçek özgürlükler
için savaşan Mithat Paşa’lan, Resneli Niyazi’leri, Namık Kemal’leri,
Tevfik Fikret’leri, Kuvvayı Milliyecileri, zamanımızda da bu
yolda kıyılan nice özgürlük öncülerini, Mumcu’lan, Aksoy’ları düşündüm.
Umuttan hiçbir zaman kopmamalı, ama güzel umutları gerçekleştirmek
savaşından da kaçmamalı...
7 Ocak 1996
Sayfa 14 - Cumhuriyet Yayınları
“Hiçbir şey bilmez. Ama her şeyi bildiğini sanır. Böyle biri niçin
politikacı olmasın?”
Ülkemizde elli yıldır politika sahnesinde görülen önde ya da arkada gelen kişilerin hemen her konuda, her alanda düşünce bildirdiklerini görmedik mi, görmüyor muyuz? Hele TV ekranlarının her gün, her gece bizlere sunduğu toplantılarda, oturumlarda “Ben bu konuyu
bilmem bu yüzden bir görüş belirtmem doğru olmaz” diyen bir politika adamı gördünüz mü?
Sayfa 17
SHAW
“Tarih ne diyecek?” diye soranlara, yani bizler gibi “yarın tarih
gerçekleri gelecek kuşaklara duyuracak” diye boş avuntulara kendini kaptıranlara şu yanıtı vermiş: “Yeni yalan söyleyecek!”
Sayfa 18
Hele ülkemizde öne çıkan politikacılar ya askerlikten,
ya hukukçuluktan gelmişlerdir. Sanattan, edebiyattan, bilim dallarından
politika alanına atlayıp Cumhurbaşkanı, başbakan, hatta bakan
olmuş kimse yok!
Sayfa 21
Erdal İnönü’ye göre mühendislik, tıp gibi deneylere dayanan mesleklerden
politikaya gelenler gerçekçi gözlemler yapabilirler. Ama Meclis’lerimizde
her zaman nice hekim, mühendis vb. yer almıştır, ama
pek çoğunun İnönü’nün belirttiği “gözlemlerde gerçekçi olabilmek”
niteliklerini kazanmamış oldukları ortadadır. Bunun bir nedeni de bu kişilerin gerçek bir bilim adamı olmadıklarıdır.
Sayfa 22
Menderes’in sevdiği bir yazar var mıydı? Başucunda bulundurduğu
bir roman, bir şiir kitabı? Ya Özal’ın, ya Çiller’in... Sofralarına
konuk ettikleri, dostluğuyla övündükleri bir şair, bir yazar? TYS’nin dergisinde Demirel’in edebiyat konusundaki düşüncelerini bilmem okumuş muydunuz? Bir yazımda bu konuyu ele aldığımı anımsayanlar
olmalı. Söyledikleri basmakalıp şeylerdi. Türk politikasında son
elli yıldır etkin olan politika adamlarının içinde çağdaş bir şairimizin dizelerini bilen bir kişi çıkar mı bilmem.
Sayfa 27
Özgürlük Diye Bir Şey
Özgürlüğümüzü yok etmek, yasalar içinde kimsenin özgürlüğünü
bozmadan yaşamak bile, belli zamanda belli koşullarla sınırlandırılmıştır.
tnsan özgür doğarmış, ama önce ana baba sonra aile, çevre,
okul, ne bırakır o özgürlükten kişiye...
Sayfa 29
Özgürlük Diye Bir Şey
“En güzel özgürlük, kölelerin düşlerinde gördüğüdür, özgürlüğün
korkutucu yanlarını bilmez köleler.”
Sözün kısası, özgürlük diye bir şey yok! Olmamış da! Hiçbir zaman!
insanoğlu özgürlük diye diye kendi bağlarını yine kendi örmüş.
Berbere girip özgürce saçlarını kestiren Ali Bey’in, köşe meyhanesine
girip akşamüstü iki tek atan Veli Bey’in özgürlüğü! İşte tek gerçek
özgürlük!..
Sayfa 29
Hüseyin Rahmi 1924’te ‘Ben Deli miyim?’ adlı kitapta ‘ahlak yıkıcılığı’ yaptığı ileri sürülerek adalet önüne çıkarılmıştı. Bu duruşmada söylediği şu sözler günümüzde de geçerliğini korumuyor mu?
“Ben sanatı dört duvar arasına hapsedemem. Roman ahlakın aynasıdır.
Onun objektifi gördüğü manzarayı alır.”
Sayfa 33