Mevcut olguyu kavrama gücünden uzaklaşacak olan milliyetçi paradigma, yaşayanların birbirine anlattığı antik söyleme dönüşecektir. Pratiğin gerisinde kalan, teorik bütünselliği kevgire dönen bir ideolojinin hayata söyleyebileceği sadece masaldan ibarettir. Böyle bir durumun diğer bir boyutu ise, donmuş, adeta bir 'nas' hâline gelen ideoloji, toplumda fırsatçı, kişilik yetersizlikleri tescilli bireylerin, kimlik üretme merkezi, hukuk ve meşrûiyet zemininde adeta bir sığınma evine dönüşür.